29 Ağustos 2015 Cumartesi

Deniz Kadıköy'de - Moda'da...

Deniz ve kırmızı araba bugün Kadıköy'de ve sonrasında Moda'da...

Anne, Baba ve Deniz Kadıköy'deler, sahilden gezerek Bahariye Caddesine doğru çıkıyorlar... Sonrasında Moda tarafına da yürüyecekler...Deniz Anne'ye baykuşlu bez çanta beğenecek...Moda'da yol üzerinde denk geldiği bütün ışıklı arabalara binecek...Bir markette Anne kutu seçeneklerine bakarken, "Anne buna bir bakar mısın? Anne buna bir bakar mısın?" diyerek önce üstü kelebekli, pembe ama boş bir defteri anneye gösterecek sonra onun sayfalarının boş olduğunu anneden öğrendikten sonra, aynı raftan bu kez kendisine boyama kitabı bulup alacak...Ama marketteki ablaların kendisine biraz fazla ilgi göstermesinden biraz rahatsız olacak...Anne sonunda Deniz'in kendini rahat hissetmesi için "fazla müdahale etmeyin, üzerine bu şekilde gitmeyin, lütfen" şeklinde "azıcık" müdahale etmek durumunda kalacak...




24 Ağustos 2015 Pazartesi

At'tan Düştüm, Eşek'ten Düştüm...

Deniz anne-baba yatağının üzerinde kudurukluk yapıyor.
Annenin üzerinde yuvarlanıyor.
Annenin üzerinde yuvarlanıyor, yuvarlanıyor ve annenin üzerinden yatağın üzerine düşüyor.

Yuvarlanıyor, yuvarlanıyor, annenin üzerinden yatağın üzerine düşüyor.
Deniz: At'tan düştüm...
Yuvarlanıyor, yuvarlanıyor, annenin üzerinden yatağın üzerine düşüyor.
Deniz: Eşek'ten düştüm...
Yuvarlanıyor, yuvarlanıyor, annenin üzerinden yatağın üzerine düşüyor.
Deniz: Küçük At'tan düştüm...
Yuvarlanıyor, yuvarlanıyor, annenin üzerinden yatağın üzerine düşüyor.
Deniz: Küçük Eşek'ten düştüm...
Yuvarlanıyor, yuvarlanıyor, annenin üzerinden yatağın üzerine düşüyor.
Deniz: Büyük At'tan düştüm...
Yuvarlanıyor, yuvarlanıyor, annenin üzerinden yatağın üzerine düşüyor.
Deniz: Büyük Eşek'ten düştüm...
....

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Kule'nin Yanından Geçen Motorcu...

Mutfağın ortasına tuvalet kağıtlarından yapılan kule ve yanından jet hızıyla geçen motorcu...Anne, Baba ve Deniz...Ev hali...


20 Ağustos 2015 Perşembe

Bu Arabanın Markası Ne?

Bugünlerde Deniz'in motor sevdası ile anne ve baba bir Vespa almayı değerlendirirken;
Artık dışarı çıktıklarında Deniz arabaların markalarını soruyor...
Birlikte her birinin markasına, üzerindeki amblemin şekline bakıyorlar.

Deniz: Bu hangi marka? Bu arabanın markası ne?
Deniz: Hımmmm
Deniz: Dabl yu, dabl yu, Volkswagen
Anne: Aslan vardı üzerinde, Peugeot
Anne: Mavi beyaz amblem, BMW
Anne: Şimşek çakıyor gibi, Z harfine benzeyen işaret, Opel
Baba: Kanat çırpan bir kuş deseni var, Skoda
Baba: Yıldız işareti olan, Mercedes
Baba: Birbirine geçmiş dört tane çember, Audi

Durumundalar...


 

 

16 Ağustos 2015 Pazar

Deniz ve Baba - Kaju

Deniz ve Baba, marketten kaju fıstığı almaya gidiyor...Dün Deniz 1 günde 1 paket kaju fıstığının bitirdikten sonra, bugün sabah evde kaju fıstığının kalmamış olması biraz sorun yarattı. Marketin açılış saati zor beklendi...Anne kahvaltıyı hazırlarken "markete gidip, iki paket kaju fıstığı alınıp, geri gelinecek..."



10 Ağustos 2015 Pazartesi

Deniz Midilli'de - 4.Gün - Mytilini'de Son Gün ve Ayvalık'a Dönüş...

Anne, baba ve Deniz'in Mytilini'de geçirdikleri son gün ve artık akşam üzeri Ayvalık'a dönüş vakti...

Günü Mytilini'de Ermou Caddesinde gezerek ve alışveriş yaparak geçirdiler.

Deniz'in artık minik bir baykuşlu çantası var.
Daha büyük, Deniz'in anne için beğendiği, sadece annenin kullanabileceği boyda olanını bulamadılar. Onun yerine küçük boy olanını Deniz'in de kullanabileceğini varsayarak aldılar...
Anne'ye ilaveten ise yeşil, keten, üzerinde zeytin dalı işlemesi olan "Lesvos" çantasını beğendi ve aldı baba ile Deniz.

Başka...

Tabii ki buzdolabı magnet'i...

Peynir...Zeytinyağı...Uzo...

Ve gezerken rast geldikleri armut satan amcadan tam üç tane armut aldılar. Amca bunları bahçesinden toplayıp Deniz için mi getirmişti yoksa...

Ve Deniz'e HotWheels'den motorculu bir motor ve küçük turquaz mavi renginde, sörf tahtası taşıyan bir minibüs...

Alışverişlerini tamamladıktan sonra, öğlen yemeğinde ise yine "Meating"de idiler. Bu kez ağzına anne tarafından "Cacıki" sürülmeyen Deniz ile gayet sorunsuz, ama tabii ki bir dakika dahi yerinde sabit durmayan Deniz ile bolca hareketli bir yemekti...

Sonrasında artık feribot iskelesine yürüyorlardı.

Güle güle Midilli...

Ve İstanbul'a, eve dönüş için geriye kaldı sadece Ayvalık'tan otobüs yolculuğu...
Deniz'in ilk, geceye denk gelen, otobüs yolculuğu...



9 Ağustos 2015 Pazar

Deniz Midilli'de - 3.Gün - Plomari

Baba ve Deniz Plomari'de yemek yedikleri Berdema Restoran'dan arabaya doğru yürürlerken...

Sonrasında...

Tüm öğlen sıcağını burada geçirdikten sonra öğleden sonra sahile gidecekler, Deniz bu kez ben de büyük suya girmek istiyorum diyecek, ancak anne ve baba'ya havuzunu da kurduracak, sonra denize girmekten vazgeçecek, bir ara sadece kıyıdan anne ve babayı izleyeceğini söyleyecek, anne dayanamayacak, sıcaktan daha fazla bunalmasın diye Deniz'i alıp bu kez büyük suya sokacak, Deniz istisnasız sürekli bağırarak ve ağlayarak geçirecek denizdeki dakikalarını, ama denizin dibinden de birçok farklı taş çıkartılabiliyor olması biraz ilgisini çekecek, ancak yine de kısa bir süre sonra "bugünlük yeter" diyerek denizden çıkmak isteyecek, çıktığında "denizi sevdim" diyecek...

Devamı da var...

Anne ile birlikte bir de çok hızlı bir duş alacaklar, sonra anne kabinde üzerini giyinirken yanlarındaki bütün çantaların içini, yiyecek çantası dahil kum ile doldurmaya niyetlenecek, baba "yapma, yapma, yapma!" dedikçe kikiri, kikiri gülerek hedefini gerçekleştirmeye çalışacak, onu sadece annenin hatırlattığı kurabiyelerinin de kum olmuş olabilme ihtimali durdurabilecek...

Tam sahilden ayrılma aşamalarında yanlarında gelen küçük kız kardeş için de, anne her ne kadar "ayrılmak üzereydik, ilgilenemedik kardeş ile" dese de "ben ilgilendim" diyecek...

Mitilini'ye dönmek ve artık kiraladıkları Kırmızı Yaris'i teslim etmek için yola çıktıklarında ise derin bir uykuya dalacak ve günü kapatacak...

Ne Mitilini'ye vardıklarında, ne anne ve baba mitilini'de akşam yemeği yerken uyanmayacak...Ertesi sabaha kadar mışıl mışıl derin bir uykuda olacak....


Deniz Midilli'de - 3.Gün - Papados

Anne, baba ve Deniz Midilli'deki 3.günleri bu kez kırmızı Toyota-Yaris ile Plomari yolundalar...

Yolda ilk durakları Papados'da Zeytinyağı Müzesi- Olive Press Museum oluyor.

Deniz Papados'da Zeytinyağı Müzesinde...

Zeytinyağı Fabrikası'nı anne ve baba ile birlikte gezdi, ilgiyle dinledi zeytinyağının üretim süreci ile ilgili anne ve babanın anlattığı herşeyi...İlgisini en çok çeken ise zeytinlerin çekirdeklerinin ayıklanması için devasa kazanların içerisine doldurulması ve dönen dev taş parçaları ile zeytinlerin ezilerek çekirdeklerinden ayıklanması konusu oldu...

Sonrasında müzede zeytinyağı tadımı sırasında oturmuş ekmeğini yiyordu, "zeytinyağı'na hiç batırmadan!!!"

Ekmek tadımı yapıyordu adeta, zeytinyağı tadımı olması gerekirken....

Ve müzeden aldıkları zeytinyağını arabaya kadar kendisi taşıdı, anne ve babanın yardımını kabul etmeden...

Şimdi yola kaldıkları yerden devam ediyorlar, Plomari'ye doğru...







8 Ağustos 2015 Cumartesi

Eftalou/Midilli'de...

Eftalou/Midilli'de...Deniz ve Baba sahilde denize taş atma oyunu oynarlarken...Deniz yerden farklı farklı taşları seçip, denize atma oyununu çok sevdi...




Deniz Midilli'de - 2.Gün - Molyvos

Anne, baba ve Deniz'in Molyvos'ta yaklaşık 2/2,5 saat süresince dinlendiği, yemek yediği, Deniz'in kırmızı arabasını sürdüğü limandaki "Sea Horse Restaurant"... Bu kadar sürenin sonunda Deniz adeta restoranın tüm öğleden sonrasına damgasını vurmuş, o saatlerde restoranda bulunan herkese kendini tanıtmış, herkes ile tanışmış durumdaydı... Son olarak restoranın karpuz ikramını da kabul edip öğlen sıcağında geldikleri mekandan öğleden sonra saatlerinde şehrin kale tarafını da gezerek Mytilini'ye dönmek üzere ayrılmışlardı...





Deniz Midilli'de - 2.Gün - Petra

Midilli'de 2.günlerinde anne, baba ve Deniz'in programında, kahvaltı sonrasında kiraladıkları araba ile Molyvos için yola çıkmak vardı.

Güzergahta Molyvos'a yakın durakları Petra'da baba ve Deniz Petra Kalesi'ne hiç yorulmadan tırmanıştalar,..Sonrasında Petra sokaklarında keşifteler...





7 Ağustos 2015 Cuma

Deniz Midilli'de - 1.Gün

Deniz Midilli'de 1.günlerinde kaldıkları Lesvion Hotel'in hemen arkasındaki Ermou Caddesinde kırmızı arabasını sürüyor...



Sonrasında öğlen yemeği sırasında ağzına anne tarafından "Cacıki" değdirilmesi ile çoooooo..oook kızacak, sakinleştikten sonra etini yiyip, anne ve baba ile birlikte kiralık arabalar ile ilgili bilgi edindikten, ertesi gün için kiralayacakları arabayı netleştirdikten sonra arabasında derin bir uykuya dalacak...

Deniz arabasında derin bir uykuda iken, yağmur yağacak, fırtına kopacak, anne ve baba yağmur sırasında bir kafeye sığınacak, elektirikler kesilecek, Mytilini şehir meydanındaki parklardan birinde dev bir ağaç fırtına sebebiyle devrilecek...Deniz uyandığında anne, baba ve Deniz; kasaba sakinleri ile birlikte dev ağacın nasıl rüzgardan devrilmiş olduğuna merakla bakacaklar...

Akşam yemeğinde ise Jimmy's Şişman'da olacaklar...

Deniz Midilli'de...

Deniz bugün Midilli'de...

Anne, Baba ve Deniz; geceyi Ayvalık'ta geçirdikten sonra bugün sabah feribotla Midilli'ye geçtiler...



6 Ağustos 2015 Perşembe

Ayvalık - Cunda - Taş Kahve...

Deniz Ayvalık-Cunda Taş Kahve'de...Anne Baba ile Ayvalık'ı gezer iken daldığı derin uykuda hâla... Ayvalık'ta perşembe pazarını uykuda gezdi...Sonrasında motorla Cunda adasına uykuda geçti...Cunda'yı uykuda gezdi...




5 Ağustos 2015 Çarşamba

Kuşadası'nda Denizden Dönüş...

Veee Deniz, Anne ve Baba'nın denizden dönüşü...Bu kez havuzu sırtında taşıyan Anne...Daha o havuz ile günlük ufak tefek ihtiyaçlar için süpermarkete girilecek...



Deniz Kuşadası'nda Sahilde...

Sadece uzaktan bakarım denize...



Kuşadası'nda Denize Gidiş...

Kuşadası'nda plaj şiltesi, kum arabası, kum kovası, kürekler ve tırmık ile; ve hatta dalgalı olduğu için denize girmek istemeyen Deniz için yüzme havuzu ile denize gidiş...

Deniz'in bebek arabasının deniz yolu versiyonu... Deniz'i güneşten de koruyordu bu şekilde taşınan yüzme havuzu...


4 Ağustos 2015 Salı

Sanki Peşime Ördek Takılmış Gibi...

Deniz'a Anne ve Baba yazlık sandalet aldılar.
Gündüz Deniz uyurken beğenmişlerdi.
Akşam üzeri denizden dönüşte birlikte gidip aldılar.
Bebek arabasında otururken ayağına denemiş olsa da...
Esas olarak akşam yemeği sonrasında giyindi Deniz sandaletlerini.
Mavi sandaletler...

Deniz mavi sandaletleri giyinip yürüdüğünde herkesi bir sürpriz bekliyordu...
Vıck vıck vıck
Vıck vıck vıck...
Sanki Deniz'in peşine ördek takılmış gibi ses geliyordu Deniz adımlarını attıkça sandaletlerden...
Vıck vıck vıck
Vıck vıck vıck
Deniz yürüdükçe sandaletlerden ses geliyordu.
Deniz de şaşırdı...
Anne de, baba da şaşırdı..
Babaanne ve dede de çok şaşırdı...

Anne hemen aldığımız yere gidip bir soralım dedi.
Deniz de katıldı.
Ne kadar yoldu ki, hemen gidip sorabilirlerdi...
Baba demlenmiş çayı ile planladığı akşam keyfine azıcık ara verse,
Hemen gidip sorabilirlerdi.
Ne ki idi Deniz'e göre de...

Anne, Baba ve Deniz bebek arabası ile hemen koyuldular yola.
Pazar kapanmadan gidip, sorup, dönmek üzere...

Anne azıcık önden gitti.
Sordu satıcı teyzeye, bu ayakkabılardan ses geliyor diye...
Satıcı teyze dedi ki, "evet ben söylemiştim ya onlar sesli ayakkabılar diye, demek dikkat etmemişsiniz"
Anne dedi ki, "Aaaa, hiç dikkat etmemişiz!"

Satıcı teyze hemen çıkardı, Deniz'in ayakkabılarının arkasındaki, istenildiğinde takılabilen, istenildiğinde çıkartılabilen düdükleri...
Deniz dedi ki, "gidelim..."
Anne koydu Deniz'in ayakkabısından çıkan iki küçük düdüğü kaybolmasınlar diye cüzdanına.
Döndüler yazlığa...

Döndüklerinde...
Deniz dedi ki "Ördek değil düdükmüş, düdük ses çıkartıyormuş..."
Anne dedi ki "Ama ne kadar çok ses çıkartıyorlardı, ben bu sesler kaybolmazsa ayakkabıyı giyinemezsin diye düşünmüştüm."
Deniz dedi ki "Ben sevmiştim."
Anne dedi ki "Madem sevmiştin, cüzdanımda düdüklerin, istediğinde söylersin, takarım yine sandaletlerinin arkasına..."
Deniz dedi ki "Tamammmm, söylerim"
                      " Ördek takılmamış peşime, düdükmüş...."





2 Ağustos 2015 Pazar

Ben Anne'yim, Ben Baba'yım...

Deniz'in tatil boyunca dilinden düşürmediği bir diğer dialog;

Yine yastıkların altına saklanıp, çıkıp....

Deniz: Ben Baba'yım...
Anne: Aaaaa sen baba mısın? Sen baba isen baba kim?
Deniz: Baba da Anne...
Anne: Aaaa baba da anne mi? Baba anne ise anne kim?
Deniz: Anne de Deniz....
Anne: Aaaa anne de Deniz mi? Anne Deniz ise, Deniz kim? Herşey birbirine karıştı galiba....
Deniz: Evet karıştı...Herşey birbirine karıştı...


Ben Deniz'im, Ben İdil'im, Ben Çınar'ım, Ben Fare'yim...

Deniz'in tatil boyunca dilinden düşürmediği dialog...

Yastıkların arkasına saklanıp,
Anne'nin Deniz nerede, az önce buradaydı, nereye gitti Deniz, bu ayaklar kimin? demesiyle...

Deniz: Ben İdil'im!!!...
Anne: Aaaa İdil, sen nereden çıktın, annen seni merak etmiyor mu, nasıl geldin buraya, Deniz nerede?
Deniz: Deniz Bado'ya gitti...
Anne: Aaa Bado neresi? Buraya uzak mı?
Deniz: Yakın, Bado tam şurada...
Anne: Yürüyerek mi gitti Deniz Bado'ya, yine yürüyerek dönebilecek mi?
Deniz: Evet yürüyerek gitti, yine yürüyerek dönebilecek...

Ve yeniden yastıkların arkasına saklanma...
Yeniden çıkıp....

Deniz: Ben Çınar'ımmm!!!...
Anne: Aaaa Çınar, sen nereden çıktın, annen seni merak etmiyor mu, nasıl geldin buraya, Deniz ve İdil nerede?
Deniz: Deniz ve İdil Bado'ya gitti...
Anne: Yürüyerek mi gittiler Bado'ya, yine yürüyerek dönebilecekler mi?
Deniz: Evet yürüyerek gittiler, yine yürüyerek dönebilecekler...

Ve yeniden yastıkların arkasına saklanma...
Yeniden çıkıp....

Deniz: Ben Fare'yimmmm!!!...
Anne: Aaaa Farecik, sen de nereden çıktın, Deniz, İdil ve Çınar nerede?
Deniz: Onlar Bado'ya gitti...
Anne: Yürüyerek mi gittiler Bado'ya, yine yürüyerek dönebilecekler mi?
Deniz: Evet yürüyerek gittiler, yine yürüyerek dönebilecekler...
Anne: Ama ya yolu karıştırırlarsa, sen onları alıp getirebilir misin?
Deniz: Tamam ben onları alıp getireyim.

Deniz, İdil ve Çınar'ı arabayla alıp getiren Farecik...

Ve yeniden yastıkların arkasına saklanma...
Yeniden çıkıp....

Deniz: Ben Deniz'immmm...
Anne: Aaaa Deniz'im sen geri mi döndün Bado'dan. Çok sevindim. Ben de seni merak etmiştim...

......