27 Eylül 2015 Pazar

Deniz Makedonya'da - 4.Gün - Eve Dönüş I

Anne, baba ve Deniz için bugün Makedonya gezilerinin son günü...Bugün Ohri'den Üsküp'e dönecekler ve sonrasında da havalimanına geçip İstanbul'a dönüş için uçacaklar...

Ancak havalimanına geçmeden önce, Üsküp'teki programları birazcık yoğun...

Deniz "Atlı Karınca"ya binmek istiyor.
Baba eski çarşı'da Turist'te bir kez daha köfte ziyafeti planlıyor.
...

Üsküp için Ohri otobüs garında yine "küçük" ama "Mercedes" bir otobüsün gelmesini bekliyorlar...

Bakalım Üsküp'e vardıklarında, havalimanı için shuttle servise binmeden önce şehirde geçirecekleri yaklaşık 2/2,5 saatlik zaman diliminde bunları nasıl yapacaklar...



26 Eylül 2015 Cumartesi

Deniz Makedonya'da - 3.Gün - Ohri'de III

Anne, baba ve Deniz Ohri'de 2.günlerinde öğlen yemeğinde ise, göl gezintileri sonrasında Kaj Kanevche'de idiler...

Deniz burada yapabileceği tüm afacanlıkları yaptıktan sonra, "Naum" ile de tanıştı... Bir ara "Naum" ile birlikte de oyun oynadılar...

Bu arada, İdil'in hayali ise Deniz için göle yansıdı:
İdil Midilli'den döndü. Deniz'in Ohri'ye gelmiş olduğunu öğrenince hemen Ohri'ye geldi. Ve Deniz'den önce kendine "kırmızı" Ohri t-shirt'ü aldı.
Deniz "kırmızı" var mı diye sorduğunda "kırmızı" kalmamıştı...
Bu yüzden Deniz de "bordo" aldı.
Şimdi anne, baba ve Deniz'in oturdukları masa dört kişilikti.
Anne, baba ve Deniz; üç kişi idi...
Masada bir kişi için daha sandalye ve servis vardı.
Oraya da İdil gelecekti.
Hatta gelmişti.
O sandalyede de İdil oturuyordu...

Deniz Makedonya'da - 3.Gün - Ohri'de II

Anne, baba ve Deniz Ohri'de 2.günlerinde tekne ile göl gezisi de yaptılar... Hatta Deniz ve baba bir ara teknenin dümeninde idiler...





Deniz'in teknedeki fotoğraf denemeleri ve sonrasında yarım saatlik tekne gezisinde dahi uykusu geldiğini iddia eden Deniz...







Deniz Makedonya'da - 3.Gün - Ohri'de I

Anne, baba ve Deniz'in Ohri'de 2.günleri...

Göle taş atma denemeleri ile başlayan, devam eden ve biten çok güzel bir gün...

Kim "EN" uzağa atabiliyordu aceba...















Ohri Gölü - Makedonya ...

Ohri gölü kıyısı... yağmur hafiften çiselemeye başlamış iken...


Hem Ford Hem Citroen Otomobil...

Ohri'de 2.günlerinin sabahında Deniz'in gördüğü hem "Ford" hem "Citroen" otomobil...

Anne: Hem "Ford" hem "Citroen" nasıl oluyor Deniz, bu otomobilin markası "Citroen" sanki...Bak önünde "Citroen"in yukarı doğru iki tırnak işareti var...
Deniz: Önden bakınca "Citroen" evet ama bak tekerlekleri "Foooord"...


25 Eylül 2015 Cuma

Deniz Makedonya'da - 2.Gün - Ohri'ye Geçiş III

Anne, baba ve Deniz'in Ohri'de geçirdikleri ilk günlerine dair son fotoğrafta ise sarı arabaya binmiş bir minyon var...

Kinder'den çıkan minyon, Deniz'in sarı arabasına bindi...

Deniz Makedonya'da - 2.Gün - Ohri'ye Geçiş II

Deniz kırmızı arabası ile Ohri'de...
Anne ve baba konaklayacakları otelleri Mal Sveti Kliment House'un yerini bulmaya çalışırken, Deniz de kırmızı arabası ile geziyor...

Sonrasında daha otellerini bulmadan, Deniz'in büyük bir heyecanla beklediği "göle taş atma" denemeleri olacak ve ardından göl kıyısına çok yakın otellerini nihayet bulabilecekler...


Akşam yemeği için ise otellerine çok yakın "Restaurant Dalga"da olacaklar...Restorana girer girmez, askılığı gözüne kestiren Deniz, annenin, babanın ve kendisinin, Deniz'e göre "ISLAK" şapkalarını kurumaları için askılığa asacak...


Yine anne ve babanın fotoğrafını çekme denemeleri gerçekleştirilecek...



Yemek süresince yapılan tüm afacanlıklardan sonra ise, nasıl oldu ise bu kez sakin sakin oturmaya ve yerel müzik grubunu ilgiyle izlemeye karar verilecek...




Deniz Makedonya'da - 2.Gün - Ohri'ye Geçiş I

Anne, baba ve Deniz'in kahvaltı sonrasında otelleri Bushi Resort & Spa'dan ayrılışları, otobüs terminaline yürürken yol üstünde "Atlıkarınca" molaları ve Ohri'ye geçişleri...

Otelden check-out yapan Deniz, valizi kapıdan "ben çıkartırım" iddaasında...Çünkü "otomatik kapı Deniz'i de görüyor", "Deniz küçük diye görmüyor değil, Deniz'i de görüyor"...



Yol üstünde "Atlıkarınca"yı keşfeden Deniz....
Birgün önceki öğleden sonra Deniz uyurken, eski köprünün yeni şehir tarafında, hemen Place Makedonia'da bir "Atlıkarınca" bulunduğunun farkına varan anne ve baba, bu sebeple gayet memnun, otellerinden otobüs terminaline yürüyerek gidiyor olmaktan...
Bu da Deniz'in tatil hayali değil mi...



Ohri için otobüs terminalinde bilet aldıklarında 8 numaralı perona yanaşan, "Mercedes" ama "Küçük" otobüs....

Deniz'e göre: Niye bize "büyük" otobüs göndermediler?
                      Herkesin otobüsü "büyük" galiba.
                      Niye bize "küçük" otobüs geldi?



Veeee "küçük" bir otobüs ile "AMA" yolda verilen mola ile Mekicite od Straza'nın sıcacık kıymalı böreği ile Ohri'ye geçiş....

24 Eylül 2015 Perşembe

Deniz Makedonya'da - 1.Gün - Üsküp II

Anne, Baba ve Deniz otellerini bulduktan sonra öğlen yemeğinde "köfte ziyafeti" için yine Eski Çarşı'dalar....

Ancak Deniz yemek öncesinde tesadüfen tatlıcı "Pehlivan"ı buluyor. Bu durumda öncelikle tatlıcı "Pehlivan"ı keşfediyorlar. Kime niyet, kime kısmet misali...

Otellerinden çıkıp, yemek yemeyi planladıkları "Turist" adlı mekan için ne taraftan gitmeleri gerektiğine karar vermeye çalışırlarken;
Deniz: Bir saniye, bir saniye durun...
           Şimdi şuradan gidiyoruz.
           Şuradan gidip, pastanenin oradan "şöööylee" dönüyoruz.

"Pehlivan"ı bulduktan sonra ise, "Et yemek istemiyorum, tatlı yemek istiyorum" diyerek...


"Turist"teki "köfte ziyafetleri" sırasında ise Deniz'in anne ve baba'nın fotoğrafını çekme denemeleri... Deniz için ilk fotoğraf denemeleri...





Ve tabii ki "Turist" ve "Köfte Ziyafeti"... Deniz için et de bulunabilen bir mekan olması ise ayrıca çoooook sevindiriyor anne, baba ve Deniz'i...




Not: "Köfte Ziyafeti" kapsamında "Turist"in detaylarını ayrıca "Belleğimizde İz Bırakanlar" bölümünde yer alacak bir yazısında da yer vermeyi planlamakta Anne.
            

Deniz Makedonya'da - 1.Gün - Üsküp I

Deniz kırmızı arkadan itmeli arabası ile Üsküp'te Old Bazaar'da (Eski Çarşı'da)...Bayram süresince Üsküp ve Ohri'de olacaklar.

Bu sabah anne, baba ve Deniz Üsküp'e uçtular. Üsküp havalimanından şehir merkezine "Vardar Ekspress" otobüsleri ile geçerlerken, takribi yarım saat süren yolculuklarında yol boyunca gördüğü her otobüs durağı için, üst geçit için, büyük bina için, inşaat için, park için... "İşte burası bizim otelimiz" diyerek anneyi kandırmaya çalışan Deniz, şuanda eski şehirde konaklayacakları Bushi Resort & Spa otelini anne ve baba ile birlikte kırmızı arabasını çarşı içinde sürerek arıyor.

"Vardar Ekspress" ile şehir merkezine seyahatleri süresince anne, Deniz'in çok eğlendiği kandırma uğraşlarını yine Deniz'in çok hoşuna giden bir şekilde "Aaa, ama burası bizim otelimiz ise, hiç benim gördüğüm fotoğraflardakine benzemiyor, biz burada nasıl kalacağız? Üşürüz. Üstümüz açık olur, dışarıda mı kalacağız?" şeklinde yanıtlamış, "Vardar Ekspress" onları son durak olarak "Holiday Inn Hotel" önünde indiğinde ise Deniz otellerinin önünde indirmedi ise şöförün kendilerini neden orada indirdiğini, o zaman "yanlış" yerde indirdiğini öne sürmüştü.Varmadıysak neden indirdi??? idi...

"Holiday Inn Hotel" önünde indikten sonra kısa denebilecek bir yürüyüş mesafesi sonrasında ulaştıkları Old Bazaar'dalar...Şehirde bu ilk gezilerinde, hem Old Bazaar'ı geziyorlar, hem de Old Bazaar (Eski Çarşı) içinde otellerinin girişini bulmaya çalışıyorlar....





21 Eylül 2015 Pazartesi

Gözüme Mi, Senin Sözüne Mi...

Anne bugün işten dönerken Deniz'in mor ve kırmızı Volkswagen model arabaları için pil aldı...

Deniz ile birlikte dün akşam eski pilleri yerlerinden çıkartmışlar, örnek olması için annenin çantasına koymuşlardı. Hatta Deniz kırmızı ve mor Volkswagen'leri de annenin yanına vermişti. Anne arabaları yanında götürmesi gerekmediğini, sadece pillerin yanında olmasının yeterli olacağını Deniz'e anlatmaya çalışmıştı ancak Deniz kararlı bir şekilde annenin çantasına iki Volkswagen'i de koymuştu.

Tabi anne iki Volkswagen'i tüm gün yanında taşımamıştı. Evde bir sonraki gün piller ile birlikte yeniden Deniz'e vermek üzere uygun bir yere saklamıştı. Ancak bugün anne piller elinde evin kapısına geldiğinde, Deniz ile baba tam dışarı çıkmak üzere oldukları için, anne Deniz'e pilleri Volkswagen arabaları henüz holdeki portmantonun üst dolabından alamadan vermek durumunda kalmış, Deniz de pilleri gördükten sonra ikinci iş bir gün önce annenin çantasına koymuş olduğu kırmızı ve mor Volkswagenleri sormaya başlamıştı. Bu kez anne ayakkabılarını çıkartıp içeri girme fırsatı bulamadan bu soru ile karşı karşıya kaldığı için, babanın kucağında yükselmiş Deniz tarafından kırmızı ve mor Volkswagenler portmantonun üst dolabından alınmıştı...

Anne, baba ve Deniz sitenin bahçesine indikten, her iki parkta da oyuncaklar ile oynandıktan, hatta sitede adaş Deniz Abi ile tanışıldıktan, Deniz Abi'nin bisikletinin önünde ve arkasında bulunan farlar çok beğenildikten, incelendikten, nereden alındığı öğrenildikten sonra...Hatta Deniz Abi ile bir sonraki gün yine parkta buluşma kararlaştırıldıktan sonra, eve dönülmüş ve ilk iş kırmızı ve mor Volkswagen'lere pilleri takılmıştı...

Ama kırmızı Volkswagen'in müziği, mor Volkswagen'den biraz daha kısık çalıyordu.
Anne ile bir kez daha çıkartıp yeniden takmışlardı pilleri ama durum aynıydı.
Pillerin yenilenmiş olmasına karşın, kırmızı Volkswagen'in müziği, mor Volkswagen'den biraz daha kısık çalıyordu...

Gidip gelip baba ile Deniz Volkswagenlerin müzik sesinin yüksekliğini test ediyorlardı.

Baba diyordu ki: Kırmızı DAHA kısık çalıyor sanki...
Deniz diyordu ki: HAYIR yükseldi, kırmızının sesi de yükseldi.:.
Baba diyordu ki: Deniz GÖZüme mi inanayım, senin SÖZüne mi inanayım?
Deniz diyordu ki: SÖZÜME!!!

Baba diyordu ki: Kırmızı HALA daha kısık çalıyor sanki...
Deniz diyordu ki: HAYIR yükseldi, kırmızının sesi de yükseldi.:.
Baba diyordu ki: Deniz GÖZüme mi inanayım, senin SÖZüne mi inanayım?
Deniz diyordu ki: GÖZÜNE!!!

20 Eylül 2015 Pazar

Ailece Sanat...

Deniz İstanbul Modern'de anne ve baba ile birlikte "Ailece Sanat" etkinlikleri kapsamında "Renkli Oyunlar Atölyesi'nde...

Mor ve yeşil elişi kağıtlarından makasla şekilller kesiyor. Mavi kartonuna yapıştırıyor. Boyuyor...

"Sanatçı ve Zamanı" sergisini geziyor...Sergide Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun "Han Kahvesi" eserinin peşine düşüyor. Resmi buluyor. Üzerindeki kırmızı masayı inceliyorlar birlikte... Masanın üzerindeki çay bardaklarını, bağlama çalan kadını, kadının türküsünü dinleyen insanları, mutlu mu, üzgün mü, düşünceli mi olduklarını, kaç kişi olduklarını, ne renk kıyafet giyindiklerini...


Atölye sonrasında Kemal kardeş ile birlikte yine sergiyi gezmeye devam edecekler... Kemal kardeş Deniz'in elini hep tutarak gezmek isteyecek, ancak Deniz uzun süre el ele tutuşarak gezmek istemeyince azıcık üzülecek...Biraz gergin, biraz sakin, biraz uyumlu, biraz uyumsuz, bazen "üzerime gelme, sıkılıyorum!!"lu, bazen "kekimi yedikten sonra elini tutacağım"lı biçimlerde öğlen yemeği için Baltazar Burger&Steak'e ulaşacaklar...Orada ise arada Kemal kardeş'in dışarıdan bulup Deniz'e getirdiği taşı inceleyerek, arada dışarı çıkıp boş bir alana bu taşı atarak, arada karşılıklı 1'den 10'a kadar sayı sayma denemeleri yaparak... en sonunda Deniz'in sandalyesinde oturmasına Kemal kardeş'in "oturma, oturma" şeklinde üzülmesi ile...Deniz'in de "Oturmak istiyorum..." şeklinde yanıtıyla günün birlikte geçirdikleri zaman dilimi sonlandıracaklar...



18 Eylül 2015 Cuma

"Bak Çiz" ve "İşte Hayal Gücü"...

Deniz için "Çatlak Abi"..."Çatlak Abi" aceba bu akşam ne çizecek???...

TRT Çocuk'ta "Bak Yap", "Bak Çiz" ve "İşte Hayal Gücü"... "Bak Çiz"de boya kalemleri ile ekranda yayın sırasında çeşitli hayvanların resimlerini çizen abi..."İşte Hayal Gücü"nde ise bazen bir daireden onlarca farklı kuş resmi yaratan, bazen bir üçgenden onlarca farklı salyangoz resmi tasarlayan "Çatlak Abi"

"Bak Çiz"de her zaman, "İşte Hayal Gücü"nde bazen, dikkatlice izledikten sonra, mümkün olduğunca, resmin son halinin fotoğrafını alıyordu anne, baba ve Deniz...

Bakalım "Çatlak Abi" neler çizmiş...