Günlük Notlar

Deniz'in hayatında ilk yılbaşı kutlaması yaklaşıyor.
Sitemizin bahçesi yılbaşı süslemeleri nedeniyle akşamları rengarenk, ışıl ışıl oluyor.
Deniz'in son günlerde en çok hoşuna giden şey, havanın kararması ile bahçedeki ağaçların üzerindeki ışıklar yandığında, camdan dışarıyı izlemek.
Uyku öncesinde bir süre mutfak camından veya odasından merakla rengarenk ışıklandırılmış bahçeyi izliyor, bazen hatta burnunu cama yapıştırarak. Sonrasında uykuya dalıyor.

Daha nice rengarenk, ışıl ışıl yılbaşı kutlamaları dileğiyle.

 

Ve Mama Sandalyesi Oyuncağı...

Deniz'in Mama Sandalyesi

Mama sandalyesine oturmak istemeyen Deniz için annenin tasarım harikası çözümü...

Oturma aşamasında Deniz'in ilgisini çekmesi için ve "Oturmayacağım" şeklinde bir direnç göstermemesi için üst tarafta, Deniz'in top havuzu.
Oturduğu zaman ilgisini çekmesi ve oyalanması için yan tarafta müzikli, aynalı safari oyuncağı.

Ve beeeeeeelki "Orası benim Mama Sandalyem, sen neden oturuyorsun? Ben oturacağım" der diye sandalyede oturan "Kurbağa Kuklası"....

Güneş'in Peşindeyiz

Bugünlerde Deniz öğlenleri saat tam 12.00'de öğlen uykusuna yatıyor.

Uyandığında ise; hava eğer normal şartlarda aralık ayında pek beklenmeyecek şekilde güneşli ise... ki son günlerde şaşırtıcı bir şekilde sıklıkla hava güneşli oluyor.

Anne Deniz'in öğlen yemeğini de yanına alıyor ve anne ile Deniz güneşli havayı kaçırmamak için hemen dışarı çıkıyorlar.

Anne ile Deniz'in güneşi kaçırmamak için hızlı bir şekilde dışarı çıkmaya hazırlanırken ki şarkıları ise şöyle oluyor:

"Hava güneşliySE!
 EVde!
 DURUR mu BU ikili
 DURUR MU bu ikiLİ!

 Hava güneşliySE!
 EVde!
 DURUR mu BU ikili
 DURUR MU bu ikiLİ!"

Bazen ise güneşli görünen hava, Deniz ile anne dışarı çıktıklarında bulutlanıyor.
O zaman Deniz ile Anne güneşi arıyorlar.

"Güneş saklanmııışşşşş, güneş saklanmııııııış
 Nerde güneş!
 Güneş bulutların arkasına saklanmııııışşş, bulutların arkasına saklanmıııışşş
 Güneş bak "Deniz" dışarı çıktı
 Hadi sen de çık dışarı"

Çıkıyor o zaman güneş bulutların arkasından.
Anne ile Deniz ikna ediyorlar güneşi.
Güneş de "Deniz"in çok iyi arkadaşı.

Deniz Bardo Müzesi'nde ve Kartaca'da

Deniz bugün sabahtan Bardo Müzesini geziyordu, sonrasında ise öğleden sonra zamanında Fenike kolonisi Kartaca Antik kentinde idi.

Deniz Tunus'ta

Deniz Tunus'ta Av. Habib Bourguiba'da...

Gündüz Anne ve Baba ile birlikte eski şehir merkezi Medina'da geziyordu. Zaytuna Camii'nde idi. Medina'da El Ali Restoran'da yemek yediler.

Akşam ise Av. Habib Bourguiba'da Le Grand Cafe du Theatre'de idiler...

Deniz Denizli'de

Deniz bayram tatili vesilesiyle bugün ilk kez Denizli'de.

Babaanne ve dede'nin ona bir sürprizi vardı.
Deniz'in oyun arkadaşları arasına bugün Caillou da katıldı.

"Caillou, Caillou. That's Me"

Hem şarkı söylüyor, hem oynuyor Caillou.
Ancak Deniz, kendisi henüz ayağa kalkamıyor, emekliyor olduğu için. Caillou'nun ayakta dans ediyor olmasından pek hoşlanmadı. Caillou'yu yatarak şarkı söylediği zamanlarda daha çok seviyor gibi görünüyor....

Deniz Kütahya'da

Deniz Kütahya'da teyzenin düğününde. Fotoğraf karelerinde siyah papyonu ile yer alıyor.

Deniz Diyarbakır'da

Deniz Diyarbakır'da geziyor.

Anne, baba ve Deniz ilk olarak Dağkapı Ciğercisi'ne gittiler. Sonra sur içinde dolaştılar. Baharatçı Kör Yusuf'tan toz biberler, toz ve tane sumak, kuru patlıcan ve biber aldılar. Tarihi Hasanpaşa Hanı'nda dinlendiler, hanın duvarları boyunca baştan başa konumlanmış Ensar Kitabevinde gezdiler.

Anne, Deniz'i güneşten korumak için sık sık güneş kremi sürdü ve bebek arabasının üzerini emzirme örtüsü ile örterek Deniz'e gölgelik yaptı.

Deniz Helsinki'de

Deniz Helsinki'de geziyor.

Bugün Helsinki'ye bağlı Suomenlinna adasına feribot ile geçerken, bir tören eşliğinde anne, baba ve Deniz, Deniz'in göbeğini denize attılar.

"Gitti DENİZ, göbeğin denize gitti
  Gitti DENİZ, göbeğin denize gitti

  Gitti Deniz, göbeğin denize gitti
  Gitti Deniz, göbeğin denize gitti ...."

Deniz Helsinki'ye Uçuyor

Deniz bugün Helsinki'ye uçuyor.

Bu hafta biraz rahatsızlandı. Bronsiolit teşhisi koymuştu doktorumuz. Anne tüm ilaçlarını ve buhar cihazını da yanına aldı. Doktorumuz Helsinki'nin kuru ve serin havasının, İstanbul'un nemli ve sıcak havası ile karşılaştırıldığında Deniz'in rahatsızlığı için daha iyi geleceğini söyledi.

Deniz Helsinki'den iyileşmiş şekilde geri dönecek.

 

Deniz'le Venezuela-Küba

Deniz ile Venezuela-Küba seyahatimizden aklımızda kalanlar:

- Caracas sokaklarında cesaretle gezen 6 aylık bir bebek
- Deniz'in sahilde hasır şapkası ile ana kucağında oturup anne ve babanın okyanusa girmelerini izlemesi
- Coinfiegos'ta konakladığımız gece Deniz'in salsa gecesi süresince hiiiiiç bozulmayan gece uykusu
- Che resimli maracaslar, ahşap arabalar, küba beyzbol topları...
- Rom müzesini keşfeden Deniz
- Deniz'in salsa müziği eşliğinde zıplamaları...

Deniz Trinidad'da

Deniz Cienfuegos şehrini gezdi. Trinidad şehrine geldi.

Akşamleyin anne, baba ve Deniz açık havada gerçekleştirilen salsa gösterisini izlemeye gittiler. Ancak Deniz heeeeeeeeep uyudu....Anne ve baba, içinde Deniz ile birlikte bebek arabasını Trinidad şehrinin arnavut taşlı yollarında heeeep taşıdılar. Deniz hiiiiiiiç uyanmadı...

Deniz Vinales Vadisi'nde

Deniz Pinar del Rio'da Vinales Vadisi'ndeydi.

Los Jazmines tepesinden Vinales Vadisi'ni, tütün tarlalarını seyretti, puro fabrikasını gezdi. Cueva del Indio mağarasının içindeki nehri sandalla geçti. Mural de la Prehistoria'da dağın yamaçlarına Leovigildo tarafından çizilmiş yağlı boya tablosu'nu gördü.

Deniz Havana'da

Deniz Havana'da ünlü Capitol binasının önünde.

Kominizm Müzesini gezdi, eski Havana'da dolaştı. Rom fabrikasında, rom fıçılarının üzerinde fotoğraflar çektirdi.

Deniz Havana'ya Uçuyor

Deniz, sabahtan Karakas'ta şehir turu yaparak eski Karakas şehir merkezini, Simon Bolivar'ın evini gezdi. Venezuela yerel kıyafeti giydirilmiş bir oyuncak bebek ile fotoğraf çektirdi.

Öğleden sonra Karakas'tan Havana'ya uçuyor...

Deniz Karakas'ta

Deniz Karakas'ta.

10-11 saatlik Frankurt-Karakas uçuşumuz çok rahat oldu.
Deniz'in uçakta portatif yatağı vardı.
"Mışıl Mışıl" uyusun diye.
İçinde "Mışıl Mışıl" uyudu.

(Uzun uçuşlarda bu şekilde olabiliyormuş. Kalkış sonrasında, koltukların ön tarafındaki paravanlara bebekler için portatif yataklar monte edildi. İçine çarşaf, yastık ve örtü konuldu. Bebekler için çoook konforlu yataklar hazırlandı.)
 

Deniz Karakas'a Uçuyor

Deniz Frankurt aktarmalı, Karakas'a uçuyor.
Luftansa Havayolları ile.
İstanbul'dan 05.50'de Frankurt uçağımız.
Frankurt'tan ise Türkiye saati ile 11.55'de Karakas uçuşumuz.
Frankurt-Karakas uçuşumuz 10-11 saatlik bir uçuş olacak.

Anne, baba ve bebek...
Atatürk Havalimanı'nda Luftansa gişelerinde check-in yaptırıyor, Karakas uçuşu için ...

İlk Diş

Deniz'in ilk dişi çıkıyoooorr.
Diş buğdayı yapıyor babaanne.

Şeker Tadında Bir Bayram

Deniz bugün, ömrünün ilk şeker bayramında, ilk bayram ziyaretlerini yaptı.
Babaanne ve dedenin tüm yazlık ekibi ile tanıştı.

Deniz ile birlikte geçirilen bir bayram, tabii ki şeker tadında ...

"Kep Bana Çok Yakıştı"

Deniz bugün annenin 2.üniversitesinin mezuniyet törenine katıldı. Kep taktı.
"Bu gri kep ve üzerinden sallanan kırmızı püskül bana çok yakıştı" diye düşünüyordu sanki annenin kucağında kep ile afacan afacan fotoğraf makinasına bakarken.

Deniz'le Malta

Deniz'le Malta seyahatimizden aklımızda kalanlar:

- Deniz, Sütlü ve Zaga. Malta'yı fetheden üç silahşörler.
- Deniz'e aldığımız ahşap geleneksel balıkçı teknesi Luzzu. (Marsaxlokk'da bu nostaljik tekneler sıklıkla görülebiliyor.)
- Deniz'in maket eski Malta Otobüsü
- Temel Reis filminin çekildiği stüdyoyu (Popeye Village'ı) gezen, Temel Reis ile fotoğraf çektiren 4,5 aylık bir bebek ;)
- Medina'da cam hediyelik eşyalar (Medina Glass) ve aralarından bizimle Türkiye'ye getirmek üzere seçip aldığımız yeşil balık biblomuz
- Taş oymacılığı
- Valletta'nın inişli çıkışlı sokaklarında, merdivenlerden bir aşağı, bir yukarı, anne baba tarafından bebek arabasında taşınan Deniz.
 

Asya Kıtasına İlk Geçiş

Deniz bugün teyzenin nişanı vesilesi ile Avrupa kıtasından Asya kıtasına geçiyoooor...
Teyzenin nişan yemeğine katılıyor Kandilli'de...

Deniz ile Tanışma

Anne ve baba, Popeye Village gezilerinden sonra, Deniz'i M'liha koyunda denize soktular. Sadece belden aşağı tarafı, bacakları suya girdi Deniz'in. Denizle ilk tanışma için yeterliydi.

Ancak denizin derinliği, büyüklüğü korkuttu galiba Deniz'i ki, banyo yaparken hiç ağlamayan, suda olmaktan keyif alan Deniz, denizle tanışması sırasında bir kaç dakika içinde ağlamaya başladı.
Baba Deniz'i kucağına aldı, sustu. Denize Deniz'in ayaklarını yeniden değdirdi yine ağlamaya başladı. Babanın omzuna yeniden çıktı sustu. Ama ayakları yeniden suya değince yeniden ağlamaya başladı...

Deniz Popeye Village'da

Deniz Popeye Village'ı (Temel Reis Köyünü) gezdi, Temel Reis ve Safinaz ile tanıştı.
Artık Temel Reis'li bir T-Shirt'ü var.

Deniz Medina'da

Deniz bugün Malta'nın eski başkenti Medina'yı geziyor.

Deniz Malta-Marsaxlokk'da

Deniz yeşil şortu ile Marsaxlokk'da pazar yerini gezdi, çoğunluk uyudu.
Anne ve baba Deniz'e Malta'nın ahşap geleneksel balıkçı tekneleri; Luzzu'larının bir maketini ve eski Malta otobüslerinin bir maketini aldılar.

Casa Cornelia'nın Sürpriz Sakini

Deniz Casa Cornelia'nın sürpriz sakini, Fransız Bulldog cinsi köpekciği hiç yadırgamadı. O da Deniz'i yadırgamadı. Anne, baba ve otelin sahibi sürekli köpekciği takip ediyor, Deniz'in yanından uzaklaştırıyorlar ancak her ikisinin de keyfi gayet yerinde görünüyor.

Deniz Malta-Valletta'da

Deniz Malta-Valletta'da.
Şortu ve beyaz sandaletleri ile Valetta'yı keşfediyor.
Anne ve baba hemen şehir merkezinde kalacak bir yer ayarladıkları için, Deniz'in bebek arabası Valetta'nın dar ve çoğu zaman merdivenli sokaklarında anne ve baba tarafından bir aşağı, bir yukarı taşınıyor.
Annenin emzirme örtüsü şimdi aynı zamanda Deniz'e gölgelik olarak da kullanılıyor, çok işe yarıyor. Deniz'in rahatı yerinde.
Deniz ve oyuncakları İnek Sütlü ile Eşek Zaga... Adeta Valetta'yı fethetmeye gelen üç silahşörler...

Deniz, anne ve babanın; Valetta'da konaklayacakları oteli bulmaları ise ilk seferde azıcık zor oldu.
Valetta'nın dar ve çoğu zaman merdivenli sokaklarında, anne ve baba Deniz huzursuzlanmadan hemen kısa süre içerisinde oteli bulmaya çalışsa da, restore edilmiş taş bir Malta evinde hizmet veren "Casa Cornelia"yı bulmak pek kolay olmadı.
En sonunda, baba ve Deniz, merdivenlerin aşağısında beklediler. Anne dar ve merdivenli sokakta yukarı tarafa doğru yürüyüp otelin zili olduğunu tahmin ettikleri zile bastı.

Sonrası...

Anne kapının ziline bastı
Bir kadın kapıyı açtı
Üst kattan küçük bir köpek kapıya bakarak havlamaya başladı
Köpek hızla evin içindeki merdivenlerden aşağıya inmeye başladı
Anne bir çığlık atıp geriye doğru adım attı.
Deniz ağlamaya başladı
Anne arkasındaki basamak nedeniyle düşüyordu
Köpek kapıdan fırlayıp sokaktaki merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladı
Kadın da kapıdan fırlayıp yalınayak merdivenlerden inmeye başladı
Önce köpeği kucağına alıp içeriye bıraktı
Sonra merdivenlerden inip valizi aldı, yukarı çıkardı
Anne ve baba, Deniz'i arabasıyla merdivenlerden yukarı taşıdı

....
 

Anneannenin Doğumgünü Partisi

Anneannenin doğumgünü için anne çikolata soslu kakaolu kek yaptı.
Deniz anneannenin doğum gününü partisine katıldı, anneannenin doğumgününü kutladı.
Anneannenin Deniz'e kekin çikolatalı sosundan tattırma teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı. Hem Deniz tatmak istemedi, hem de anne bebeklere doğru beslenme alışkanlıkları kazandırılıncaya kadar şekerli gıdalar ile tanıştırılmalarına son derece karşı.
 

"Canım Annem"

Bugün Deniz annenin "ilk anneler günü"nü kutlamak adına bilinçli şekilde birşey yapamadı belki ama anne için sadece onun varlığı dünyanın en güzel kutlaması değil mi ... Annenin ömrü boyunca ondan başka bir kutlama isteği yok aslında.

"Hoşgeldin Ali Emre"

Deniz büyüdü, abi oldu artık ki, bugün; anne, baba ve teyze ile birlikte bebek ziyaretine gitti.
"Hoşgeldin Ali Emre" dedi.

"Hoşgeldin, iyiki geldin Ali Emre".

 

Günlük Notlar

Deniz bugün annenin işyerine ikinci ziyaretini gerçekleştirdi.
Artık ilk ziyaretindeki gibi çoğunluk uyumuyordu. Meraklı gözlerle çevresine, çevresindeki insanlara bakıyordu...

Deniz'le Belçika-Lüksemburg

Deniz ile ilk seyahatimiz olan, Belçika-Lüksemburg seyahatimizden aklımızda kalanlar :

- Mannenkin Pis heykelinin önünde fotoğraf çektiren 2,5 aylık bir bebek
- Deniz'i arabasına koyup arnavut kaldırımlı sokaklarda gezdirerek uyutuşumuz
- Lüksemburg'da tam şehrin alt taraflarına asansör ile inmek için sıra beklerken, Deniz'in ağlayarak ortalığı ayağa kaldırması, annenin emzik denemelerinden hiç hoşlanmaması ve asansörden indikten sonra yine arnavut kaldırımlı sokakta yeniden uykuya dalması. Bu olay sonrasında anne ile babanın birşeyler yemek için bulduğu kafe'de anne ile Deniz'in, Deniz'in altını değiştirmek için gittikleri bakım odasından 1 saate yakın gelememeleri. Bu sürede babanın beklemekten ağaç olması, anne tarafından Deniz'in tüm kıyafatlerinin değiştirilmesi.
- Brugges'da anne, baba ve "ana kucağının içinde Deniz" şeklinde yapılan kanal turu
- Çok lezzetli, Belgian soslu patates kızartmaları ve midyeler.
- Çizgi roman müzesi'ni gezen Deniz.

Deniz Brugges'da

Deniz bugün Brugges'da gezdi, kanal turu yaptı.
Yine her zamanki gibi arnavut kaldırımlı sokaklarda beşik gibi sallanan bebek arabasının içinde mışıl mışıl uyudu.

Anne ve baba Deniz'e ilk ayakkabılarını buradan aldı.
Uçuk mavi, koyu mavi, beyaz; poti kareli, minicik ayakkabılar...

Deniz Lüksemburg'da

Deniz bugün Lüksemburg'da.
Brüksel'den anne ve baba ile birlikte tren yolculuğu yaparak Lüksemburg'a geldi.
Lüksemburg'u gezdi anne ve baba ile birlikte.
Keyfi ve rahatı yerinde ise çoğunluk arnavut kaldırımlı sokaklarda, taşların üzerinde beşik gibi sallanan bebek arabasının içinde mışıl mışıl uyudu... Bebek arabası durduğunda uyandı, hareket ettiğinde uyudu...
Bebeklerin gaz sancılarına iyi geliyor, arnavut kaldırımlı sokakların yarattığı sallantı. Anne ve baba bunu tecrübe etti.

Otel odasında ise bebek yatağında yatmak için henüz çooook küçük ve alışkın değil o kadar derin yerde, yere yakın yatmaya. Bu sebeple, anne ve babanın odadaki koltukları karşılıklı birleştirerek onun için hazırladıkları minik yatak, Deniz için gayet yeterli oluyor.

Deniz Brüksel'de

Deniz ilk yurtdışı seyahatini gerçekleştiriyor.
Şuanda Brüksel'de...
Çoğunluk bebek arabasında uyuyor...
Anne hava değişimi nedeniyle üşütmemesi için, temkinli olmak adına Deniz'i Türkiye'dekine göre iki kat giyindiriyor.
Deniz böylece azıcık daha büyümüş görünüyor anne ve babanın gözüne ;)

Deniz ve Anne Özgürlüğünü İlan Etti

Deniz bugün üç aşı oldu. Verem, Tetanoz ve Karma dedikleri bir diğer aşı. Biri omuzdan diğer ikisi kalçadan. Nasıl ağladı, nasıl bağırdı, ard arda üçünü de olunca... Hemen akabininde anne sarıldı, başını boynuna dayadı, hıı hıı hıı diye sakinleşti biraz... Sonra keyfi yerine geldi yine, uyudu mışıl mışıl.

Yani bağışıklık sistemi artık biraz daha güçlendi bugün itibariyle.

Deniz'in bazı aşılarını doktoru yapıyor, bazılarını Sağlık Ocağı. Koordinasyonlu olarak her ikisi de takip ediyorlar eksik kalmadığını. Bu yüzden bir Sağlık Ocağı ile temas halinde olmak önemli. Zaten tüm hamilelik sürecinde Deniz'in ve annenin kontrol sonuçlarını, test sonuçlarını sistemden Sağlık Ocağı da takip etmişti, şimdi Deniz'in boy, kilo artışını, gelişimini, aşı takvimini yine aynı şekilde takip ediyorlar.

Deniz ve anne bebek arabası ile yürüyerek gitti geldi...

Deniz'li hayata başlayınca; anne yaşadığı şehrin, oturduğu evin, ne kadar bebek arabası dostu olup olmadığını gözden geçirmeye başlamıştı. Örneğin apartmanın önündeki 7-8 merdiven, geçtiğimiz günlere kadar Deniz ve anne'nin dışarı çıkması sırasında güçlük yaratıyor, bebek arabasını merdivenlerden indirmek için annenin yardıma ihtiyacı oluyordu.

Ama artık Deniz ve anne özgürlüğünü ilan etti!!

Deniz'in bebek arabasının markası Bebe Confort. Üç ayrı parçası bulunuyor.

• Bebek arabasının tekerlekleri
• Bebek arabasının minderi
• Oto Koltuğu

Oto koltuğu, tekerlekler üzerine takılıp çıkartılıp bebek arabası olarak da kullanılıyor. Apartmanın merdivenlerine geldiklerinde, anne oto koltuğunu tekerleklerinden ayırıyor ve. Deniz'i hemen yakındaki bankın üzerine bırakıyor. (Tabii ki bahçede, bıraktığında gözünün önünde olacak kadar yakında o bank!!) Bu yöntemle, önce tekerleklerini merdivenlerden çıkartıp veya indirip sonra Deniz'i ve koltuğunu yeniden tekerlekler üzerine monte ediyor anne.

Böylece hiç yardıma gereksinim duymuyooooooooor Deniz ve anne... Artık özgürleeeerrrrr...
 

Deniz İş'te

Deniz bugün ilk kez annenin işyerine gitti.
Çoğunluk ana kucağına uyudu, uyudu.
Adeta annenin, "Bazen çok zor uyutabiliyorum Deniz'i" sözünün tersini ispatlarcasına...

Anne-Baba ve Deniz Neler Yapıyor...

Deniz, Baba'nın işe geliş gidişini takip ediyor, Anne'yi ise sesinden ve kokusundan tanıyor.

Baba'nın geliş gidişini takip ettiğini Anne şöyle anladı:

 

Sabahları Deniz'in uyuyup uyanmalarından birisi genelde 07.08 civarında oluyor. Tam Baba'nın evden çıkmasının bir kaç dakika sonrası. 

Akşam da uykuya daldığı saat genelde Baba'nın eve geldiği saatten bir kaç dakika sonrası oluyor. 19.30 civarında Anne kucağında Deniz ile, yürüyerek, konuşarak Deniz'i uyutmaya çalışıyor oluyor. Baba kapıyı çaldığında Deniz onun sesini duyuyor ve hemen akabininde gözleri ağırlaşıp huzur içinde uykuya dalıyor...

Cuma günü Anne biraz uykusuz kalmıştı.

Anne ile Deniz Baba'yı da işe uğurlamışlardı, Deniz Anne'nin kucağında cin gibi gözler ile etrafa bakıyordu.

Anne dedi ki Deniz'e "Haydi gel uyuyalım. Baba işe gitmişken biz uyuyalım. Biz uyuyalım dinlenelim. Dinlenmezsek baba geldiğinde oyun oynayamayız. Bu kez de biz çok yorgun oluruz. Baba şimdi işe gitti, akşam gelecek, haftasonu gitmeyecek. Deniz'in yanında kalacak. Deniz ile oyun oynayacak. Ama bizim şimdi o işte iken dinlenmemiz lazım. Deniz de dinlenmeli, anne de dinlenmeli. Hadi ikimiz de uyuyalım, dinlenelim, annenin akşam erkenden uykusu gelmesin, Deniz de haftasonu baba ile oyunlar oynayabilmek için şimdi o yokken çok uyusun, çok büyüsün."

Uyudu Deniz...

Anne ile birlikte uyandıklarında saat 9.30'du.

Anne uykusunu alıp bayağı bir kendine gelmişti.

Tabi bu haftasonu oyunlar oynayacağız şeklindeki söz verişin anne ve babaya maliyeti birazcık yüksek oldu...Cumartesi günü Deniz hiç uyumadı gündüz, Anne'nin de Baba'nın da şaftını kaydırdı...

Deniz'in babanın kucağında sakin durduğu bir sırada anne duşa gireyim dedi.

Dakikasında hissetmiş gibi hareketlendi, ağlamaya başladı.

Dışarıda durmadı.

Baba'nın kucağında banyonun ortasında durdu. Anne'nin sesimi arada duydu. O zaman ağlamadı, bağırmadı. 

Dışarı çıktılar ağlayıp bağırmaya başladı.

Geri içeri girdiler sustu.

Yine çıktılar olmadı.

Girdiler sustu.

Mecburen banyoda durup Anne'yi beklediler...

"Deniz, neden böyle yaptın, anne yıkanmasın mı, senin küvetin var ya hani, sıcacık seni yıkıyoruz ya, Anne de aynı şekilde yıkanmasın mı, ben bir yere gitmedim, aynen o şekilde banyo yapmak için oraya gitmiştim" dedi Anne. Deniz Anne'ye güldü...

Böyleyiz.

Deniz'i Baba Uyutuyor...

Deniz aç değilse, gaz çıkarma ve sonrasında uyutma konularında zaman zaman Baba devreye giriyor... 

Bu konuda Baba'nın kendine özgü bir tekniği var. Gayet başarılı. Takdiri hak ediyor...

Omuzuna atıp sırtına vurarak gazını çıkartma, sonrasında popodan titreterek mayıştırma şeklinde bir yöntem...En son önüne alıp, iki eliyle tutup yine titreterek uykusunu derinleştiriyor.

Deniz meditasyon seansından çıkmış gibi oluyor.

Deniz'e İlk Resimli Mail

Deniz'in ilk resimli maili, Gaye Teyze'den...

 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Denizcim annen seninle ilgili her gelişmeyi kaydeder diye sana ilk resimli mailimi gönderiyorumJ

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Deniz Anne'nin Oyuncak Bebeği

Deniz ile anne yakın mesafeler için dışarı çıkıyorlar artık...

Deniz'in kahverengi ayıcıklı bir tulumu var. Bir de anneannenin aldığı beyaz bir tulumu var. Her ikisini de giyiniyor...

Yakındaki eczaneye gitti anne ile Deniz dün, gaz damlası almaya.

Anne kahverengi ayıcıklı tulumunu giyindirip aldı kucağına Deniz'i. Gittiler ve geldiler.

Ama tabii ki Deniz uyudu yine annenin kucağında.

Bu yüzden anne, kucağında Deniz ile eczanenin kapısından içeri girdiğinde ve bebekler için gaz damlası istediklerini söylediğinde, çalışanlar anne ile Deniz'e baktılar ve yorumları "aaa çok sevimli" şeklinde oldu...

Sahne aynen şöyleydi: 

Deniz yüzü anneye dönük uyuyordu annenin kucağında.

Dolayısıyla önden sadece kahverengi ayıcıklı tulumun arka tarafı görünüyordu.

Yani anne hiç kucağında bebek taşıyormuş gibi görünmüyordu, sanki oyuncağını almış kucağına taşıyormuş gibi görünüyordu.

Anne kucağına oyuncak bebeğini aldı, bir koşu eczaneye gitti, geldi yani...

Deniz'in Bir Günü

Akşam hava kararınca 18.30-19.00'dan sonra sabah 5-6'ya kadar, arada tabii gece 21.00-22.00'de ve 2-3'de uyandığında süt içerek kolaylıkla uyuyor Deniz. Gece ile gündüzü karıştırmasın, bir uyku düzeni olsun diye akşam hava karardıktan sonra çok aydınlıkta tutmuyor, hep loş ışıkta, karanlıkta tutuyor Deniz'i anne ve baba.

Gece uyuyan çocuklar babalarını çok severlermiş, baba ertesi gün işe gideceği için onun uykusunu bölmezlermiş... Demek ki Deniz babayı çooook seviyor...

Ama gündüz...

Deniz'in azıcık sağı solu belli olmuyor gerçekten.

Bazen uyuyor şu an olduğu gibi...

Ama bazen uyumazsa, ki bazen uzun süre uyumuyor. Annenin uykusu geliyor artık onunla birlikteyken, o cin gibi oluyor. O zaman tamamen anneye yapışık oluyor. Anne yalnız olduğu için, bu durumda birazzzzzzzccccıııık zorlanıyor. Deniz henüz eline birşey alıp oyalanacak durumda da olmadığı için, annenin bıraktığı yerde haklı olarak "kesssssinliiiiikle" durmuyor, hep kucakta annenin yanında olmak istiyor. Emzik de kullanmadığı için karnını doyurma amacı dışında yeni doğan bebeklerde "çoooook güçlü" olan emme güdüsü ile içtiği aşırı süt sonucunda bir süre sonra gazı oluyor... O zaman bu kez de gaz nedeniyle uyuyamıyor... Ve böyle bir döngüye giriyor...

Anne bu hafta içinde emzik konusunu belki denemeyi planlıyor.

Ama anne hamileliğinde hep ayakta, hep hareket halinde olduğu için olsa gerek... Dışarıyı, açık havayı, hareketli ortamları çooooook seviyor Deniz. Dışarı çıktığında hemen uyuyor, çok rahatlıyor birden... Hangi saatte olursa olsun, deriiiiiin bir uykuya dalıyor hemen...

Yani bazen evde anneye yapmadığımız bebekliği bırakmıyoruuuuuuuzzzz... Ama sadece "evde"!

Arabada "Bir" Deniz "Bir" Anne

Anne ile Deniz'in bugün arabadaki ilk başbaşa seyahatleri gerçekleşti.
Kısa bir mesafe ama alışmak için büyük bir adım.
Deniz ana kucağı şeklindeki oto koltuğunu sevdi gibi görünüyor, hemen uyuyooooor...

Ana kucağını/Oto koltuğunu arka koltuğa ters bir şekilde sabitliyor anne. Ve tabii kendisi direksiyona geçtiğinde, arkaya dönmeden, dikiz aynadan bakıp Deniz'in yüzünü görebilmek için, tam Deniz'in karşısına, arka koltuğun başlığının altına da portatif bir ayna monte etti.

Arkadaşım Eşek

Deniz'in ikinci favori şarkısı Barış Manço'dan Arkadaşım Eşek...

Eğlenceli gibi görünüyor ama özünde bir eşek için yazılmış oldukça hüzünlü bir şarkı aslında... 

Deniz az önce bu şarkıyı Anne'den dinleyerek uykuya daldı diyecekti Anne ki, Anne'den dinlemeyi çok seviyor galiba ki uyandı...  Şimdi Anne'nin yeniden söylemesini isteyecektir...

 

 

"Kaç yıl oldu saymadım köyden göçeli

 Mevsimler geldi geçti görüşmeyeli

 Hiç haber göndermedin o günden beri

 Yoksa bana küstün mü unuttun mu beni

 

 Dün yine seni andım gözlerim doldu

 O tatlı günlerimiz bir anı oldu

 Ayrılık geldi başa katlanmak gerek
 Seni çok çok özledim arkadaşım eşek

 Arkadaşım eş arkadaşım şek arkadaşım eşek

 Yaban tayları çayırda tepişiyor mu
 Çilli horoz kedilerle dövüşüyor mu
 Sarıkız minik buzağıyı sütten kesti mi
 Kuzularla oğlaklar sevişiyor mu

 Uzun kulaklarını son bir kez salla
 Tüm eski dostlarıma bir haber yolla
 Ayrılık geldi başa katlanmak gerek
 Seni çok çok özledim arkadaşım eşek"

Söz-Müzik: Barış Manço
 

Git "Gaz" Rahat Bırak Deniz'i

Deniz o kaaaadaaar küçük ki, uyanık olduğu zamanlarda kucakta tutmaktan başka bir seçenek henüz mümkün olamıyor... Ki daha gözleri ile nesneleri yeni yeni takip etmeye başladı.

Şuanda onun büyümesi için en yararlı şey "uyku".
Ki zaten Deniz'in tamamen kendisinin belirlediği bir modu var, uykusu geldiğinde uyuyor kucakta olsa bile, uykusu kaçtığında yatağında olsa bile uyanıyor ve çığlık çığlığa yanına getiriyor herkesi...

 

Ancak bugünlerde gaz sancıları başlayınca uyku kalitesi bayağı düştü...

Gaz sancıları nedeniyle sürekli uyanıyor, neye uğradığını şaşırdı minik bebeğimiz.

 

Anne de, Deniz'in vücudunun alt tarafını çok sıkı olmayacak şekilde sarıp sarmalıyor ki ısınsın rahat etsin diye.

 

Dün işe yaramıştı sanki. Tüm gün mışıl mışıl uyumuştu Deniz.

 

Bugün bir faydası olmadı ama...

 

Anne de bu kez havlu ısıttı ütü ile çok sıcak olmayacak şekilde, ılık havlu ile masaj yaptı, öyle sardı sarmaladı Deniz'i bu kez. Galiba işe yaradı.Yani inşallah...Son bir saattir uyuyor Deniz, biraz daha uyursa Anne işe yaradı diye düşünebilecek...Yoksa sabahtan hiç uzun süreli uyutamamıştı Anne Deniz'i.

 

Git "Gaz", git "Gaz"

Rahat bırak Deniz'i...

Deniz çok küçük,

Uykusunu bölme...

Deniz ile Annenin Bir Misafiri Var

Bugün Deniz ile annenin bir misafiri vardı.
Annenin tüm hamilelik sürecinin takip edildiği ve Deniz'in dünyaya geldiği Acıbadem Hastanesi'nde, doğumdan bir süre sonra anne ve bebek, evde de ziyaret ediliyormuş.

Ziyaretimize gelen hemşiremizden, önemli birşey öğrendik.
Deniz'in yatağının baş kısmının biraz yüksek olması, dümdüz zeminde yatmaması gerekiyormuş. Yenidoğan bebekler süt içip, hemen akabininde uykuya daldıkları için, kusma ve devamında reflü rahatsızlığı düm düz zeminde yattıklarında çok sıklıkla görülebiliyormuş. Baş kımına biraz eğim verilmesi bebeklerin kusmalarını önlüyormuş.

Anne bunu öğrenince, Deniz'in yatağının baş kısmına, yatağın altına koyduğu bir yastık ile eğim vermeye karar verdi.

Bizi ziyarete gelen hemşiremize çooo..oook teşekkür ediyoruz.

Aklımızdaki İlk Sorular

• Deniz'in saçlarını nasıl keseceğiz? Babanın berberine gidemez ki Deniz...
• Tırnaklarını nasıl keseceğiz? Bir bebek tırnak makası aldık ama o kadar minik ki tırnakları Deniz'in, ilk bebek hemşiremiz keserse daha iyi mi olur ki...İçimiz daha rahat eder şüphesiz...
• O minicik burnunu nasıl temizleyeceğiz???
• 15.günden sonra gaz sancıları başladı, örtüye sarınca, sıcakta daha rahat ediyor, sarılı şekilde o zaman ancak rahat uyuyabiliyor son günlerde, bu yaptığımız doğru mu? Bebek hemşiremizin başka bir önerisi olacak mı?

Uyku Kardeşim

Uyku kardeşim ver elini
Usul usul damla damla beraber eriyelim eriyelim
Sonra bembeyaz fukara bir bacadan
Tek göz olmuş umutlarla sevdalarla tütelim eriyelim
Mavi mavi ince ince usul usul eriyelim...

Fikret Kızılok



Deniz yine Uyku Kardeşi ile birlikte şuanda ... Mışıl mışıl gezintiye çıktı ...

Evde "Bir" Deniz "Bir" Anne

Bugün Deniz ile annenin başbaşa geçirdikleri ilk gündü.

İşte Düştü Göbeğimiz...

Göbeğimiz düştü. Babaanne ve dedeyi uğurlamadan, Deniz evde ilk cıbı cıbısını yaptı...
 

İlk İşimiz "Gezilere Hazırlık"

Bugün Deniz'in Bebek Arabası'nın ve Oto Koltuğu'nun siparişini verdi anne.

Bebe Comfort - Streety Fix modeli.

Tekerlekler, Koltuğu ve Ana Kucağı adı verilen araba koltuğu olarak da kullanılan parçası olmak üzere üç parça halinde. Tekerlekleri her iki üst için de ortak kullanılıyor.

Ayrıca mümkün olduğunca hafif, katlandığında az yer kaplayan bir model. Kapatıldığında arabanın bagajına sığıp sığmayacağını mutlaka değerlendirmek gerekiyor, piyasadaki büyük tekerlekli bebek arabası modelleri kapatıldıklarında küçük arabaların bagajlarına sığmıyorlarmış.

Hayırlı olsun, Deniz'in bebek arabası ile nereleri nereleri gezip dolaşması kısmet olsuuuuun...

 

Günlük Notlar

Hoşgeldin Deniz ;)

Cuma gecesinden, pazar akşamına...Tam bir haftasonu süren senin doğum maceran, nihayet çok güzel bir şekilde tamamlandı ve seni kollarımıza sağlıkla, mutlulukla aldık.

Hoşgeldin Deniz ;)

Deniz'i Beklerken

Herşey hazır. Bunların hepsini anne yaptı. Deniz'i bekliyoruz.
Kaptan da bizimle birlikte Deniz'i bekliyor, büyük bir heyecanla...

Bebek şekerlerimiz ve çikolatalarımız:

Sabırla ve Heyecanla Beklemeye Devam...

Deniz heyecanla bekleniyor.
9 Şubat 40.haftamızın dolacağı tarih. 1 haftamız kaldı.

Bugün doktor kontrolümüz vardı, henüz Deniz'de herhangi bir hareketlenme gözlenmiyor. Anlıyoruz ki "Burada çok rahatım, hiç yorulmadan besleniyorum, büyüyorum, ekmek elden su gölden, keyfim yerinde benim" demek istiyor.

Doğum sürecinin ne zaman başlayacağı öngörülebilecek bir şey olmadığı için sabırla ve heyecanla beklemeye devam ediyoruz. Doktorumuzun verdiği bilgiye göre, beklenen doğum tarihinin geçmesi durumunda Türkiye'deki yasal düzenlemeler kapsamında maximum 1 hafta daha beklenebiliyormuş. Yani 16 Şubat tarihinde hastanede olmamız gerekli.

Bu duruma Baba'nın yorumu, Deniz'e yaklaşarak ...

"Haydi ZIPLA!" şeklinde oldu...

Anne'nin yorum ise ...

"Doğum tarihini yasal düzenlemeler belirlemesin, sen kendin belirle Deniz" şeklinde...




 

Anne Evde Neler Yapıyoooor...

Herşey yolunda. Deniz annenin karnında son günlerinin keyfini çıkartıyor, sürpriz bir gelişme henüz yok.

Anne Deniz'in 0-3 ay kıyafetlerini, kullanacağı eşyaları yıkıyor, kurutuyor, katlıyor. (Ama ütülemiyor... (Anneanne makinada her birini iki kere yıkıyor, bu konuya anneanne hiç takılmazken, anne yeni bir takılınacak konu yaratmayayım diyor, olur sanki...)

Ve bebek şekerlerimiz hazır!

Bu arada anne doğum iznine ayrılıp evde kalınca ve Deniz'i beklerken bir süre hayatı gayet sakin hale gelince, bayağı bayağı türk mutfağından yemekler yapıyor. Geçen hafta lahana dolma yaptı. Bu hafta da Kayseri mutfağından yağlama ve Isparta mutfağından hamur dolma tarifleri öğrendi yeni (henüz denemedi...)

Bir tek lohusa şerbetinin tarifini henüz çözemedi, onu araştırıyor ...

Süs-Tül-Kurdele-Çikolata II

Bir günde bebek odası süsleme, bebek sepeti/bebek şekeri/bebek çikolatası konusunda uzman oldu anne.

Eminönü tarafında bu konuda ne kadar çooo..ook yer varmış. Mısırçarşı'sının yanında sepetçilere doğru giderken, bebek süslemeleri deyince ilerleyin sağlı sollu göreceksiniz diyor sorduğunuz herkes.

Çok süslü şatafatlı herşeyden uzak durarak hazırlıkları mümkün olduğunca sade olacak şekilde tamamlamış bulunuyoruz.

Yola çıkarkenki Süs-Tül-Kurdele-Çikolata hedefimizden aslında çoook da fazla sapmadık, annenin eli çok ağır olacaktı yoksa.

 

Süs dört farklı çeşit

Tül dört farklı çeşit

Kurdele üç farklı çeşit 

 

oldu sadece ...

bir  de şeker/çikolata sepetimiz ve çikolatalı badem şekerlerimiz  var.

Bu arada, iki adet "bakır kahve/baharat değirmeni" ile "kırmızı taşlı sallanan küpeler" var yola çıkış hedefimizle uzaktan yakından bağlantısız olan... (bu kadarcık olsun)

Anne Kapalıçarşı'nın Beyazıt kapısından başladı, yürüyerek sahile Mısırçarşısı-Tahtakale'ye kadar indi. Dinlenme molaları da verdi ama hiii.iiiç yorulmadı derse yalan olur. "Azıcık" yoruldu ama sonra eve dönünce dinlendi geçti. Gerçekteeeeen geçti.

Süs-Tül-Kurdele-Çikolata I

Deniz, sakin sakin, henüz dünyaya "merhaba" demeden önceki son günlerinin keyfini çıkartırken;

Bugün annenin programımda süs, tül, kurdele, çikolata alışverişi yapmak var. Birazdan bu keyifli alışveriş için Kapalıçarşıya, Kapalıçarşı'nın Beyazıt Kapısından girip arka kapılarından birinden çıkıp Mercan Han'a doğru gidiyor olacak.

Kadınlar yeri belli olan 3 tane şey alacağım zaten deyip dışarı çıktıklarında daha neler neler alabiliyorlar, bu konuda annenin üzerinde örnek bir olay görme şansımız olacak...

Deniz'in İlk Kıyafetleri

Deniz'i beklerken, Deniz'in ilk kıyafetleri;
Anneanne tarafından yıkandı.
Anne tarafından gerektiğinde hastaneye götürülmek üzere çantaya yerleştirildi.

"Kırmızı Araba"lı Yemek Seti

Deniz'in artık "Kırmızı Araba"lı porselen bir yemek seti var.
Annenin arkadaşları Deniz için seçmişler.
Üzerinde "Kırmızı Araba" ve "Trafik Işıkları" olan kupa, kase, tabak ve yumurtalık.
Çoooo..ook teşekkür ediyoruz.
İnşallah sağlıklı bir şekilde dünyaya gelsin ve kullanması nasip olsun.