30 Ekim 2016 Pazar

Deniz K.K.T.C'de - 3.Gün - Girne Şehir Merkezi ve Bellapais I...

Deniz, Anne ve Baba'nın Kıbrıs'ta bugün üçüncü ve son günleri...Planları sabahtan Girne merkezini, sahili ve limanı bir kere daha gezdikten sonra, Bellapais'i görmek ve devamında Lefkoşa - Havalimanı'na doğru yönelmek şeklindeydi...

Sabahtan konakladıkları otellerinde, pırıl pırıl, sıcacık bir pazar sabahına uyandılar...

Oteldeki odalarından kahvaltı için restorana gidiş yolunda, resimde göründüğü şekilde köprü benzeri bir yol var...Deniz ve Baba önden kahvaltıya giderlerken...Fotoğrafları arkalarından Anne çekiyor...










Kahvaltı sonrasında Girne'de şehir merkezinde gezerlerken Deniz ve Baba...




Girne Yat Limanı'nda Deniz ve Anne...



Deniz fenerine doğru önden yürüyen Deniz ve Baba...                                                                                                                                                                                                                                    




Deniz ve Baba...

Deniz ve Anne çılgın rüzgara karşı...




Girne gezilerinden sonra konakladıkları otelden eşyalarını alarak, Bellapais'e doğru yönelecekler...

Bizim Deniz....


29 Ekim 2016 Cumartesi

Deniz K.K.T.C'de - 2.Gün - Girne Şehir Merkezi ve Dipkarpaz II...

Dipkarpaz'dan ayrıldıklarında gelirken kullandıkları güzergahtan değil de, Magusa İskele boğazı tarafından, akşam yemeği için "Kıyı Restoran"da mola vererek dönmeyi tercih edeceklerdi...

Boğaz'da "Exotic Hotel"in hemen karşısında yer alan restoran, denize sıfır, isterseniz porsiyon olarak, isterseniz menülerden seçerek taze balık siparişi verebileceğiniz, balık yemek istemeyenler için menüde et ızgara çeşitleri de bulunan, tahminlerine göre cumartesi akşamı olması sebebiyle canlı müzik de olan sade ve mütevazi bir restorandı.

Menülerden seçtiğiniz takdirde ise çok uygun bir fiyata çok sayıda çeşidi tatma fırsatı buluyordunuz.Anne ve Baba'nın tercihi "Balık Menü" olmuştu...Bu kadar deniz ile geçen bir günde, "Balık Menü" yenilmeden olamazdı..."Balık Menü" siparişi verip, balık olarak da barbun seçeceklerdi. Bazı balıkların ana yemek olarak seçimi durumunda, menü fiyatına cüzi bir ekleme yapılıyor olsa da servisin içeriği anlamında kesinlikle tercih edilesi, sırf burada yemek yemek için gelinesi bir restorandı...




Deniz'in eti...Kuzu Pirzola...





Mekanda wi-fi bağlantısı olması Deniz'in en çok hoşuna giden detaydı...Ancak Anne ve Baba'nın genel tespiti K.K.T.C'de internete zaman zaman çok yavaş bağlanılabildiği, bazen de hiç bağlanılamadığı yönündeydi...Bu yüzden Deniz'in interneti de, restoranda zaman zaman kesintiye uğruyordu...

Deniz, Anne ve Baba içeride oturmayı tercih etmişlerdi ancak gündüz vakti dışarıda oturmanın da güzelliğinin bir başka olacağı belliydi...


Anne, Baba ve Deniz "Kıyı Restoran"ı çok sevmişlerdi...

Bir sonraki gelişlerinde de, mutlaka yeniden uğramak isteyeceklerdi...

Restoran önerisi Anne'nin arkadaşı Elif Teyze'nin K.K.T.C.'de yaşayan bir arkadaşından gelmişti...Ona da bu güzel yönlendirmeden dolayı çok teşekkür ediyorlardı.

Restoran çıkışında, muhtemelen bazı ara yollardan Girne'ye daha kısa sürede çıkmak mümkün olsa da, ara yolların ışıklandırması vs sorun yaratabileceği için Lefkoşa üzerinden Girne'ye dönmeyi tercih edecekler, hatta bu yolun bile Lefkoşa sonrasındaki kısmında farkında olmadan dağlık bir yola gireceklerdi...Ancak seyahat edeceklere tavsiyeleri, K.K.T.C.'de ara yollarda, dağlık yollarda çok dikkatli araba kullanmak gerekiyordu. Türkiye'ye göre ters yönde araç kullanıyor olmaya ek olarak, yollar tek gidiş, tek geliş şeklinde oldukça dar olabiliyordu ve şehir merkezi dışında aydınlatma adına bir tesisat kurulmamış bulunuyordu. Sık sık sadece araç farınızın aydınlatması ile oldukça dikkatli bir şekilde "soldan" aracı kullanmanız gerekebiliyordu...

Yolda Deniz yine "yeşş" bir uykuya dalacak...

Anne ve Baba çok dikkatli bir şekilde otellerine sorunsuz varacaklardı...

Deniz'i arabadan alıp, odalarında Anne Baba yatağının ortasına yatırdıktan sonra, Anne ve Baba da dinlenecekti...

Oldukça tempolu, uzun yolculuklu bir gün olmuştu...

Bizim Deniz...

Deniz K.K.T.C'de - 2.Gün - Girne Şehir Merkezi ve Dipkarpaz I...

Anne, Baba ve Deniz'in Kuzey Kıbrıs'ta ikinci günlerinde programlarında, konakladıkları "Kemerli Konak Boutique Hotel"de yapacakları iyi bir kahvaltı sonrasında, Girne şehir merkezini gezmek ve devamında Karpaz tarafına, Dipkarpaz'a, 'Altın Sahil'e kadar gidip, 'Altın Sahil'de denize girmek vardı...

Otellerindeki kahvaltılarında Kıbrıs'a özgü hellim, çakıstes ve lor peyniri eksiksizdi... Fotoğrafta sağdaki tabakta görünen iki zeytin çekirdeği ise Deniz için İstanbul'dan getirilmiş yeşil çizik zeytinlerine ait idi... Deniz'in zeytinleri seyahatleri sırasında her zaman Anne'nin yanında oluyordu...


Kahvaltı sonrasında Girne çarşısını gezecekler, planladıkları alışverişleri yapacaklar, devamında Deniz'in kısa bir park keyfinden sonra öğleden sonra deniz saatini kaçırmamak için Karpaz'a doğru yola çıkacaklardı...


Karpaz ve devamında Dipkarpaz yolu tahmin ettiklerinden daha uzun sürecekti. Saat 16.00 civarında hâla yolda olacaklar, ancak gün batımının yaklaşmış olmasına karşın, denize girme planlarını halen gerçekleştirme niyetleri olsa da, Dipkarpaz'a doğru karşılarına çıkan Karpaz Eşekleri'ni gördüklerinde mola vermeden geçemeyecekler, arabadan inip Karpaz Eşekleri'nin fotoğrafını çekeceklerdi...



Karpaz eşekleri... Bu fotoğraf sonrasında içlerinden birisi arabamızın yanıbaşına kadar gelmişti ve eğer arabanın camı açık durumda olsaydı 'Baba'nın yanağına bir öpücük kondurmuş olacaktı... Bu dakikalar, araba koltuğunda durumu izleyen Deniz için oldukça eğlenceli dakikalardı....


Sonunda Anne, Baba ve Deniz 'Altın Sahil'deydiler...Anne ve Baba denize girerken, Deniz sahilde şezlonglarda oturarak Anne ve Baba'yı beklemeyi ve hiç denize girmemeyi tercih edecekti...Ekim sonu itibarıyla Kıbrıs'ta gün batımına yakın denize girmek farklı bir duyguydu...Deniz suyunun sıcaklığı saat itibarıyla olsa gerek çok sıcak sayılmazdı ancak rahatlıkla girilebilecek bir ısıdaydı...





Devamında gün batımını da "Altın Sahil'de biraz gözlemledikten sonra Dipkarpaz'ın en ucunda bulunan Apostolos Andreas Kilisesi'ne doğru yönelecekler...


                                
Apostolos Andreas Kilisesi'nin tadilatta olması sebebiyle kilisenin yakınına kadar gidemeyecekler... Ancak uygun bir yerden yine kuşbakışı "Altın Sahil"i ve "Dipkarpaz"ı, göz alabildiğine uçsuz bucaksınız Kuzey Kıbrıs kıyılarını fotoğraflama imkanları olacaktı...                                                                                                      


28 Ekim 2016 Cuma

Deniz K.K.T.C'de - 1.Gün - Lefkoşa ve Girne II ...

Büyük Han'dan sonra Deniz, Anne ve Baba Lefkoşa'da eski çarşıyı gezecekler...Lefkoşa'da Rum tarafı Türk tarafı arasında giriş çıkışın mümkün olduğu Lokmacı Sınır kapısını görecekler, devamında Yiğitler Burcu'ndan şehrin rum kesiminin yaşadığı tarafına kuş bakışı bakacaklardı ...

Selimiye Camisi...

Eski Çarşı...






Lokmacılar Sınır Kapısı...



Yiğitler Burcu'ndan Lefkoşa'nın rum kesimi...


Deniz Yiğitler Burcu'nda...



Yiğitler Burcu...

Türk kesimi ile Rum kesimi arasındaki "Yeşil Hat"...



Devamında Lefkoşa'dan Girne'ye geçerek, Girne'de konaklayacakları otelleri "Kemerli Konak Boutique Hotel"i biraz tesadüfen ama kolaylıkla bulacaklar... otellerine yerleştikten sonra akşam yemeğinde ise tercihleri Girne şehir merkezine geçerek denizin hemen kıyısında konumlanmış eşsiz bir manzaraya sahip "Eziç Peanuts Restoran" olacaktı...



Eziç Peanuts Restoran'dan karışık meze tabağı, şeftali kebabı ve Deniz'in ızgara eti...

Kıbrıs'ta olmak güzeldi...