30 Ocak 2016 Cumartesi

Deniz'in Doğumgünü Hazırlıkları...Gülenyüzlü Muffin'ler (Denizce "Cupcake"ler)...

Deniz'in doğumgünü için Anne gülen yüzlü muffinler (Denizce "Cupcake"ler) de hazırlıyor... Yumuşacık damla çikolatalı muffinler...Üstünde de gülen yüzlü süsleri olacak...

Ancak ilk parti pişirmeleri sırasında, rengarenk cupcake kağıtlarından sadece "kırmızı", "sarı" ve "turuncu" seçmeye ikna olmayan Deniz, doğumgünü konseptinin dışında rengarenk seçimler yaptı...İlk 20 cupcake bu şekilde, Deniz'in seçimi ile rengarenk oldu... Bugün pişirdikleri ikinci parti sırasında Anne Deniz'i ikna edebildi...Yoksa Deniz'in doğumgününe gelecek kardeşler hangi renk cupcake'i tercih edeceklerine karar vermekte zorlanabilirlerdi...Bu yüzden sadece "kırmızı", "sarı" ve "turuncu" cupcake kağıtlarını kullanırlarsa, Deniz'in doğumgününe gelecek kardeşler kolaylıkla hangi cupcake'i yiyeceklerine karar verebilirlerdi...

Nitekim Deniz, ilk parti pişirdikleri 20 adet cupcake'in yaklaşık dörtte birini daha ertesi gün, doğumgünü partisinden bir gün önce bitirecekti...Rengarenk cupcake'ler arasından istediğini seçiyor olmak onun için çok eğlenceli bir oyun haline dönüşecekti...Doğumgünü partisi gününde ise, yine seçtiği cupcake'leri evde kendisi için ayrıca ayıracaktı...Tüm cupcake'lerinin bitmesi riskini alamayacaktı...Çoğunluk Anne'nin ikinci parti pişirdiği "kırmızı", "sarı" ve "turuncu" cupcake'leri süsleyip partiye götüreceklerdi...




25 Ocak 2016 Pazartesi

Deniz'in Doğumgünü Hazırlıkları...Kurabiyeler ve Gülen Yüz'ler...

Deniz'in doğumgünü hazırlıkları son hızla, keyifli bir şekilde devam ediyor... Deniz ve Anne bu haftasonu Deniz'in doğumgünü pastasını süsleyecek gülen yüz'leri birlikte hazırladılar. Veee...doğumgünü kurabiyelerini süslediler. Gülen yüz'lü doğumgünü kurabiyelerini son haline getirdiler. Doğumgünü partisini bekliyor gülen yüz'lü kurabiyeler ve pastayı süsleyecek gülen yüz'lü çubuklar...Hepsi kurumaları için, Deniz tarafından "tek", "tek" fırına yerleştirildi... En sonunda ise Anne hepsini paketledi...








23 Ocak 2016 Cumartesi

Doktor Deniz...

Baba biraz hastalandı...Doktor Deniz Baba'nın ateşini ölçüyor...Şurup içiriyor... Üzerine de bir bardak su getiriyor...

Muayene ve tedavi seansı mutlaka bu döngüyü içeriyor.
Aksi halde olmaz...
İki kaşık siyah şuruptan, bir kaşık turuncu şuruptan...ama mutlaka turuncu şuruptan...
"Babanın ateşi düşmüş, artık turuncu şuruptan almasına gerek yok ama" açıklamalarını kesinlikle dinlemeyerek...Bu durumda kaşığa azıcık/damlacık turuncu şuruptan konularak alınmasına "Offff kaşığı doldur" diye itiraz ederek...

Doktor Deniz...

21 Ocak 2016 Perşembe

Bu Ne Bu...?

Deniz ve Anne uyku öncesinde, "ama Deniz'in odasında değil, salonda", kitap okuyorlar...
"Tonton ve Arkadaşları"...
Kitabın ilk sayfasından sonra ikinci sayfasındalar...
Çiftçi Ali Bey'in bahçe aletlerini koyduğu bir kulübe var...Tırmık, kürek, su sulama kabı vs, hep orada duruyor...Kulübede birkaç başka eşya da var...Ali Bey'in çizmeleri, ayakkabıları, eski bir soba ve oyuncak Tonton...

Deniz sobanın önündeki ayakkabılara takılıyor...
Deniz: Anne bu ne?
Anne: Ayakkabılar Deniz, Çiftçi Ali Bey'in ayakkabıları...
Deniz: Iıııhh ayakkabı değil onlar, bu ne bu...
Anne: Ayakkabılar Deniz, yanındakiler Çiftçi Ali Bey'in çizmeleri, bunlar da ayakkabıları...
Deniz: Iııııh bu ne bu?
Anne: Ayakkabıya benziyor ama...Ya da terliktir...Ya ayakkabı ya da terliktir...
Deniz: Ayakkabıya da terliğe de benzemiyor...Anne bu ne bu?....
Anne: Bak sayfayı okuyalım, orada da açıklamış...Başka eşyalar varmış. Eski bir soba, ayakkabılar, çizmeler...Diğerleri Çiftçi Ali Bey'in çizmeleri, bunlar da ayakkabıları...
Deniz: Iııııh ayakkabı değil...bu ne bu?...
Anne: Siz gündüz Sevdoş ile bu kitabı okuduğunuzda başka birşeye mi benzetmiştiniz? neye benzetmiştiniz? ayakkabı ya da terlik sanki...
Deniz: Iııııh, Anne bu ne bu?
Anne: ...Başka neye benzeyebilir ki? Cep telefonu....
Deniz: Iııııh, cep telefonu da değil? Anne bu ne bu?
Anne: Bulaşık süngeri
Deniz: Iııııh, Anne bu ne bu?
Anne: Kitap...
Deniz: Iııııh, Anne bu ne bu?
Anne: Oyuncak...
Deniz: Iııııııhhhh, bu ne bu?
Anne: Top...
Deniz: Iıııhhh, top da değil bu ne bu?
Anne: Yastık...
Deniz: Iıııııhhh, değil, bu ne bu?
Anne: Defter...
Deniz: (Aynı durumda)
Anne: Tarak...
Deniz: (Aynı durumda)
Anne: ...
Deniz: ....
Anne: ...
Deniz: ...
Anne: Ayakkabıdan başka birşey olamaz aslında Deniz, neden  ayakkabı olmadığını düşündün anlamadım, arkası siyah diye mi, ayakkabıya ayağımızı soktuğumuz yer vardır ya, resimde orası bu şekilde siyah çizilmiş olabilir...
Deniz: Iıııh ayakkabı değil, bu ne bu?
Anne: O zaman bilemedim ki...Dediğim gibi farklı şeylere mi benzettin aceba? Tabak...
Deniz: Iııııh, tabak da değil...bu ne bu?
Anne: Şişe...
Deniz: ...
Anne: Kutu...
Deniz: ...
Anne: ...
Deniz: ...
...

Ve koltukta Iııııh diyerek uykuya dalan Deniz...
Herhalde çok uykusu geldiğinden dolayı bu şekilde bir sorunsalımız oldu diye düşünen Anne...
...

17 Ocak 2016 Pazar

Gece Bulutu...

Anne ve Deniz "gece bulutu" yaptılar...Ayıcık şeklinde resim kağıdını kestiler ve üzerine pamuk yapıştırıp, Deniz'in odasının camına astılar...

Deniz'in çok severek izlediği TRT Çocuk'ta yayınlanan "Biz İkimiz" çizgi filmindeki Arda ve Ceren gibi...Arda ve Ceren de gündüz anneleri ile birlikte bulutlara bakıp, bulutları farklı şekillere benzetiyorlardı...Sonra hava kararınca oyunları yarım kalıyordu...Anneanneleri de "gece bulutu" yapmayı öneriyordu...Çizdikleri resimleri kesip, üzerine pamuk yapıştırarak "gece bulutu" yapıyorlardı...


16 Ocak 2016 Cumartesi

Kuyruklu Yıldız ve Park Etmiş Mavi Araba...

Deniz'in çok severek tamamladığı, İş Kültür Yayınları'ndan "Kent" çıkartma kitabı...


  • Gece sayfasını tamamlıyorlar Baba ile birlikte;

Deniz: İki tane yıldız var.. Birisi kuyruklu, birisi sade...
(Sanki dondurmacıdan dondurma seçiyoruz, bir top fıstıklı, bir top sade...)


  • Bu kez Anne ile birlikte, kitabın son sayfasındaki kent haritasını tamamlıyorlar...Deniz sayfanın en yukarısındaki şöförü içinde olmayan, park etmiş olduğunu tahmin ettikleri "mavi araba"ya takılmış durumda... Araba sayfanın çeşitli yerlerine park ediyor...
Deniz: Mavi araba şimdi de buraya park etti...Bu araba buradan yola nasıl katılacak?...
Anne: Tren yolunun üzerinden geçen bir tane köprü var. Köprüye kadar dönüp, köprünün üzerinden geçerek, şehrin diğer tarafına geçebilir gibi...
Deniz: Hayır, köprüye kadar geri dönmek istemiyor. Buradan geçmek istiyor. Buradan geçip, bu yolda gidecek...Buraya girecek, bu yoldan gidecek...


Deniz'in Mavi Bisikleti...

Deniz'in mavi bisikletinin son durumu... Arka sepeti sürpriz yumurta kapları ile doldurulmuş, ön sepeti kabuklu fındıklarla doldurulmuş durumda..."Taşımacılık" işine el atan Deniz...


15 Ocak 2016 Cuma

Resimde "Çağlar" Var...

Deniz ve Anne, İş Kültür Yayınları'nın İlk Okuma Kitabım serisinden "Elif Kampa Gidiyor" kitabını okuyorlar... Elif ve Çağlar'ın deniz kıyısında kamp maceraları... Deniz'in bu seride okuduğu ilk kitap...Oldukça severek dinliyor her okuduklarında...


Ama bir sayfaya geldiklerinde...Tam uyumak üzere olsa dahi hep, Anne'nin okumasını durdurup aynı şeyi söylüyor...

Deniz: Resimde "Çağlar" var!!!...

Bir sayfada Elif, Çağlar ve diğer çocuklar kumdan kale yaptıktan sonra, Elif'in yengeç için bir havuz yaptığından, havuza denizden su gelmesi için bir deniz yolu yaptığından bahsediyor ancak resimde "Çağlar" var... Anlatımda "Elif"...Resimde yengecin yanında deniz yolu yapıyor gibi görünen "Çağlar"...
Aslında bütünsel olarak diğer sayfa ile birlikte değerlendirildiğinde bir sorun olmayabilir. Diğer sayfada tüm çocuklar, Elif dahil, kumdan kale'nin başında görünüyor olsalar da Deniz için oldukça önemli bir detay... Deniz için karışıklık yaratan bir durum...Resimde yengecin yanında "Çağlar" var...

Deniz: Resimde "Çağlar" var!!!...
Anne: Haklısın evet buradaki resimde yengecin yanındaki "Çağlar"...Ama anlatırken "Elif" yengeç için deniz yolu yaptı diyor...Bunu bu kitabı hazırlayan yayınevi ile bir paylaşalım...Deniz'in bu sayfada kafası karışıyor diyelim...
Deniz: Ne derler???
Anne: Aaaa aaa Deniz bunu nasıl fark etmiş derler...Biz daha önce hiç fark etmemiştik derler...

"Katlı" Araba...

Deniz ve Baba'nın tüm Lego çocukları taşıyabilen "Katlı" araba tasarımı...

Deniz: Anne bütün çocuklar bindi bak!!! Bir gidip yeniden gelsene...
(Anne mutfağa yemek hazırlamak için gider gelir...)
Anne: Aaaa bu kadar çocuk bu arabaya nasıl bindi? Başka çocuklar da binmiş!!!
Deniz: Bütün çocuklar bindi bak!!!

12 Ocak 2016 Salı

Arkadaşım Dişçi...

İş Kültür Yayınları'nın çocuk kitaplarından "Dünyayı Öğreniyorum" serisinden "Arkadaşım Dişçi"...

Bu serinin neredeyse tüm kitapları Deniz'de mevcut...Arkadaşım Otobüs Şöförü, Arkadaşım Ambulans Doktoru, Arkadaşım Balerin, Arkadaşım Aşçı, Arkadaşım Fırıncı, Arkadaşım Makinist, Arkadaşım Polis, Arkadaşım Postacı, Arkadaşım Hayvan Bakıcısı, Arkadaşım Yarışçı, Arkadaşım Kamyon Şöförü...

Son günlerde Deniz kitapların arkasındaki resimleri kontrol edip, olmayanları tespit ediyordu...

Deniz: Anne sana birşey göstereceğim, bizde bu yok, bu yok...Arkadaşım Dişçi yok, Arkadaşım Futbolcu yok...Onları da alalım...
Anne: Evet bu iki kitap Deniz'de yok...Ben diğerlerini alırken onları bulamamıştım...Yoktu...
Deniz: Belki şimdi gelmiştir...
Anne: Tabi elbette, yarın bir bakayım bakalım, bizde olmayan Arkadaşım Dişçi ve Arkadaşım Futbolcu gelmiş mi? Yarın işe gittiğimde bakıp seni ararım...
Deniz: Belki sen yanlış rafa bakmışsındır...Bir üstteki rafa bakmışsındır. Ama orada değil diğerindedir...
Anne: Olabilir, belki de vardı ama ben görememişimdir. Ben yarın dikkatlice bir kez daha bakayım...
Deniz: Ben geldiğimde ben de bakarım, belki sen görememişsindir. Vardır ama sen görememişsindir...Ben geldiğimde belki buluruz...

Anne bugün "Arkadaşım Dişçi"yi buldu...Getirdi Deniz'e....


9 Ocak 2016 Cumartesi

Minyonlar...

Deniz'in Kinder Surprise yumurtadan çıkan "minyonlar" serisi...
Bunlar dışında bir tane de "Boyacı Minyon" var... O birazcık daha büyük bir minyon...O minyon ile suluboya yapılabiliyor... O da büyük Kinder Surprise'dan çıkmıştı...

Seride sadece "yeşil"li bir minyon eksik...


Kum Boyama - Pandalar

Deniz ve Anne'nin bugünkü kum boyama çalışmaları...
Deniz evde henüz yapmadıkları kum boyama resimleri olduğunu fark edince, daha kahvaltı öncesinde, hemen bu resmi kum ile boyamak istedi...Çoğunu kahvaltı öncesinde tamamladılar. Sona kalan iki rengi (sarı ve mor rengi) akşam üzeri tamamladılar...

Hanımefendi pandacık ve beyefendi pandacık...

Aynı Deniz ve İdil'e benziyorlar...


Deniz'in Doğumgünü için Hazırlıklar Başlasın...Şeker Hamuru...

Deniz'in doğumgünü için Anne ilk defa şeker hamuru kullanıyor...
Anne ve Deniz'in ilk tecrübelerinin, ilk dakikalarından bir kare...
Kurabiye kalıplarımız, silikon merdanemiz, yapışmaz pad'imiz, çubuklarımız, şeker hamurumuz hazır...

Devamında Deniz de minik elleri ile şeker hamuruna şekil verecek, hatta Deniz'in yaptıkları Anne'nin yaptıklarına göre daha bir güzel olacak...


8 Ocak 2016 Cuma

"Benim Uykum Yok" - 2

Deniz'in yine "hiç" uykusu gelmedi...
Sabahın 8.30'unda kalktı. Tüm gün evde oyun oynadı, koştu, oyuncaklarını etrafa saçtı...
Öğleden sonra bir ara uykusu geldiğinde, kafasını yarım saat kadar koltuğa koydu, sonra "Uykum bitti" dedi, hiç uykuya dalmadan yeniden ayağa kalktı...
Saat 16.15 civarında çikolata/sürpriz yumurta almak için dışarı çıkmaya yeltendi.
Şevdoş ile birlikte Anne arandı...Deniz Anne'ye; sürpriz yumurta almak için dışarı çıkmak istediğini, arabalı sürpriz yumurtalardan almak istediğini, belki bu kez içinden beyaz araba çıkacağını anlattı...
Akşam eve gelirken Anne Deniz'e, Deniz'in dünden siparişini verdiği toplu bardağı, Baba ise Deniz'e arabalı sürpriz yumurtalardan bir tane getirdi...
Sürpriz yumurta açıldı, içinden çıkan mavi kırmızı yarış arabası incelendi...

Sonra Anne, Baba ve Deniz sofraya oturdular...
Deniz "et"ini yedi...
Beyaz ekmeğin içini yedi...
Koltuğundan aşağı indi...
Yine beyaz ekmeğin içini yedi...

Mutfak camının önündeki tekli koltuğa yan uzandı...Başını koltuğun kol koyacak yerlerinden birisine, ayaklarını diğer kol koyacak yerine koydu... "Derin" bir uykuya daldı...

Uykusu yok Deniz'in...
Uykusu yok...

Bu hafta içinde bir akşam daha...
Çikolatalarının buzdolabına kaldırılmış olmasına sinirlenip, salondaki vitrin ile masa arasında, parke zemin üzerinde uyuya kaldığından beri...İkinci kez annenin kucağında "mışıl mışıl" derin bir "yeşş" uykuda yatağına götürüldü Deniz...

Uykusu yok Deniz'in...
Hiç uykusu yok...
Uykusu gelmez Deniz'in...
...

6 Ocak 2016 Çarşamba

3 Ocak 2016 Pazar

Şarkı Söylemeyenler Var...

Anne, Baba ve Deniz akşam yemeğindeler...
Deniz yılbaşı akşamından beri denk geldikçe ara ara dikkatle seyrettiği Royal Filarmoni Orkestrası'nın Sezen Aksu şarkılarını çaldığı programı izliyor...
Birden orkestranın en arka tarafında yer alan koronun görüntüleri ekrandayken diyor ki:
"Şarkı söylemeyenler var..."

Anne ve Baba şaşırıyorlar.
"Korodakilerin önünde kitapçıklar var, onlar oradan şarkı sözlerini, notaları okuyorlardır." diyecek oluyorlar...

Deniz: Onların kitaplarında yazılar yokmuş. Sadece resimler vaaaar. Şarkı söylemiyorlar. Kitap okuyorlar...Bunu bir söyleyelim...
Anne ve Baba: Bunu orkestra şefine söylemek lazım...
Deniz: Bir söyleyelim... Ne derler?...
Anne ve Baba: Aaa Deniz ne kadar dikkatli bir çocukmuş böyle, nasıl fark etmiş bu durumu derler...
Deniz: Evet bir söyleyelim..