31 Aralık 2017 Pazar

Merhaba 2018!

2018 hepimize sağlık, mutluluk, huzur ve dostluk getirsin...Çok sevelim, çok gülelim, çok gezelim, çok görelim, çok paylaşalım...


We hope 2018 to bring health, love, serenity and friendship...Lots of love, lots of smile, lots of travel, lots of experience...


Fotoğraf: Deniz'i Bilen Balıklar
Tarih: 31.12.2017





30 Aralık 2017 Cumartesi

Sürprizli Romanya-Cluj Macerası

Anne, Baba ve Deniz; bugün sabahtan 08:15'de THY ile Atatürk Havalimanı'ndan Romanya-Cluj'a uçacaklardı. Ancak check-in yaptırıp, pasaport kontrollerini gerçekleştirip Türkiye'den çıkış yaptıktan sonra tam uçağa biniş aşamasında yapılan kontrollerde, Deniz'in pasaport süresinin dolmasına üç aydan daha az zaman kalmış olduğu için, geçerli vize ve geçerli pasaport ile uçağa binemediler.


Kapıdaki görevli Anne ve Baba'nın pasaportunda bir sorun olmadığını, ancak Deniz'in pasaportunda sorun olduğunu, süresinin aslında en az 30.03.2018 olması gerektiğini belirterek, onları diğer yolcuların geçiş işlemleri sonrasında görüşmek üzere ayrı bir bölüme yönlendirdiğinde Deniz de bu duruma oldukça şaşırmıştı.


"Neden böyle oldu" diyordu...


Anne durumu açıkladı. Kendisinin pasaport süresi ile ilgili bir sorun olduğunu, ya üçünün birlikte bu sorunun çözümlenmesi ile gideceklerini, ya da üçünün birlikte gidemiyor olacaklarını söyledi.


Deniz her durumda üçünün birlikte olacak olmasına sevinmiş, bu durumda biraz sakinleşmiş, durumun netleşmesini o da sakinlikle beklemişti.


Aslında yeni vize başvurusunda sorun olacak söz konusu durumun, mevcut pasaport ve mevcut vize kapsamında değerlendirildiğinde sorun yaratmaması gerektiğini düşünüyor olsalar da, THY yetkilileri bu konuda oldukça kesin konuşuyordu. İnsiyatifin Romanya görevlilerine bırakılmasını da iki ülke arasındaki kurallara THY'nin uymaması anlamına geleceği için olumlu karşılamıyorlardı. Dolayısıyla konuyu ilk iş günü Romanya Konsolosluğu'na danışmak üzere, bekleme salonundan ayrıldılar. Valizleri de kendilerinin uçağa alınmaması sonucunda uçaktan indirilmişti. Yeniden ülkeye giriş yaptılar ve valizlerini aldılar. Hayırlısı olsundu.


Deniz için bu durum oldukça ilginç, sürpriz bir durumdu.


Olağandışı her türlü konu onun için oldukça ilgi çekici ve heyecanla anlatılası olduğu için bugün özellikle bugün cimlastik dersine ayrı bir gitmek istiyordu.


Geçtiğimiz hafta, bu haftasonu cimlastik dersine seyahatleri nedeniyle katılamayacağını öğretmeni ile paylaşmışlardı. Şimdi sürpriz olacaktı. Bu beklenmedik durum Deniz'in cimlastik öğretmenini de çok şaşırtacaktı....


Anne, Baba ve Deniz...


Bizim Deniz...



16 Aralık 2017 Cumartesi

Halı Macerası...

Renault Clio’nun bugün Deniz’i cimlastik dersine bisikleti ile birlikte ulaştırma dışında bir önemli işi daha vardı...

Salon halılarını, çok tüy döktüğü için, incelenmek üzere mağazaya ulaştırmak!

Şaşkındı Renault Clio. Bir haftasonu Anne, Baba ve Deniz’in yanına geldim. Onda da 3*2m’lik halı taşıttırıldı bana, bu aile hep böyle biraz ilginç midir? diye düşünüyordu.

Anne, Baba ve Deniz...

Bizim Deniz...


15 Aralık 2017 Cuma

Renault Clio

Anne pazartesi günü Opel Corsa’yı servise bırakmıştı. Deniz için oldukça önemli bir konuydu. Geçtiğimiz haftalarda aracın tamponuna, cumartesi günü Deniz, Baba ve Anne, üçü birlikteyken, Deniz’in cimlastik dersi sonrasında Marmara Forum’dan dönerlerken arkadan kasıtlı olarak dokunan kamyonun verdiği hasar, Deniz’e göre yapılmasa da olurdu. Önemli olan haftasonu cimlastik için otoparka arabaya binmek için turuncu bisikleti ile vardığında, Opel Corsa’nın yerinde olmasıydı...

Anne de aracı servise bırakmadan önce pazartesi bıraksa en geç cuma akşamı alabileceğini düşünmüştü ancak öyle olmayacaktı...Opel Corsa tam 12 işgünü serviste kalacak, bu yüzden haftasonu için ikame araca ihtiyaç duyacaklardı.

Deniz ikame aracı hiç istemedi. Başka araca binmem, başka araca binmem diyerek itiraz etti ancak yapabilecek birşey yoktu.

Deniz’in kelimeleri ile,

‘Başka araca binmem
Başka araca binmem
Kaç kez söyledim’di ama

Bugün ikame aracı Anne teslim alacaktı.

Anne saat 11.30 civarında işyerinde teslim aldı beyaz Renault-Clio’yu. Hatta sorun olmasın, aracın özelliklerini biraz öğrensin ki yabancılık çekmesin diye teslim eden görevlinin yanında da denedi aracı. Sonra görevliyi gönderdi ve aracı işyerinin otoparkına soktu.

Ancak Anne’nin sonrasında başına gelenler, tam Deniz’e anlatmalık, tam Deniz’i gülmekten yerlere yatırmalık olacaktı...

Anne aracı otoparka sokarken birden bir uyarı sinyali duyulmaya başladı.
Aracı park etti Anne, bu kez aracın farları kapanmıyor, açık kalıyordu
Araç iki kapılıydı. Öndeki koltuğu öne yatırıp Deniz’in arkaya geçmesi gerekli olacaktı. Ama koltuk öne yatmıyordu. Anne koltuğun yanında, koltuğu öne yatıracak bir düğme arıyordu ama bulamıyordu.
Bir de Deniz cimlastik dersine giderken bisikletini de yanına alıyor, bisikleti arabanın bagajına koyuyorlardı. Ama Anne aracın bagajını da açamıyordu.

Derken Anne aracı teslim eden görevliyi bir kez daha arayacaktı...

Görevli ile konuşurken anlayacaklardı ki Anne farları yanlış düğme ile açıp kapatmaya çalışıyordu.
Aracın iki kapısı değil, dört kapısı vardı. Arkadaki kapıların kolları aşağı tarafta değil yukarı uçta, gizlenmiş şekilde olduğu için, Anne hiç farketmemişti.
Bagajın da kilidi açıldıktan sonra alt tarafta, el ile tutulan yerde bir düğmesi vardı.
Her üç sorun da nihayet çözülmüştü...

Anne ve Deniz...

Bizim Deniz...

14 Aralık 2017 Perşembe

49 Öpücük

Deniz bugün Anne’yi uyumadan önce, herbirini ayrı ayrı sayarak, tam 49 kere yanağından öptü...
Anne hayatta en mutlu olduğu anlardan biri olduğunu düşündü...Allah isteyen herkesin anne-baba olmasını kısmet etsindi...

Tam 49 öpücük sonrasında ise, Deniz bu kez de Anne’nin kendisini tam 69 kere öpmesini istemişti. Anne de aynı Deniz gibi, tek tek sayarak tam 69 kere öpmüştü Deniz’i...Bu da Deniz’in çok hoşuna gitmişti...

Anne ve Deniz...

Bizim Deniz...