31 Ekim 2015 Cumartesi

Deniz Budapeşte'de - 3.Gün - Szentendre ve Peşte I...

Deniz, Anne ve Baba'nın programında bugün Szentendre vardı.  Otellerinden Szentendre için trene binecekleri istasyona kadar otobüsle gittiler, sonrasında Szentendre için trene bindiler...

Ancak Deniz henüz Szentendre trenine binmeden, daha binecekleri durağa ulaşmak için bindikleri otobüste uyuyacaktı...Ve Szentendre'yi "yeşş" bir uykuda gezecekti...









Anne ve Baba Szentendre'de bulundukları sürece, Deniz "yeşş" bir uykuda iken, Szamos Marzipan Müzesini de gezeceklerdi...Oradan Deniz'e de bir tane Winnie the Pooh şeklinde bir marzipan gelecekti...






30 Ekim 2015 Cuma

Deniz Budapeşte'de - 2.Gün - Buda...

Anne, baba ve Deniz'in Budapeşte'deki 2.günlerinde ise planlarında Buda tarafında olmak vardı...
Otelleri Danubius Hotel Gellert'ten yürüyerek ulaştıkları başlangıç noktaları Fisherman's Bastion (Balıkçılar Burcu) oldu. Ancak Deniz buraya ulaşırlarken ki yürüyüşleri sırasında çoktan arabasında "yeşşş" bir uykuya dalmıştı.

Deniz'in arabasında uyuyor olması sebebiyle, Fisherman's Bastion'a çıkış ve Deniz'i arabası ile çıkarış; merdivenler nedeniyle anne ve baba için "biraz" zorlayıcı olacaktı...


Fisherman's Bastion (Balıkçılar Burcu)'na çıkış, Deniz'i arabası ile çıkarış sırasında, yukarı çıktıkça giderek güzelleşen Budapeşte manzarası...


Fisherman's Bastion (Balıkçılar Burcu)'nda kale ve çevresinin planının yer aldığı "Buda Şehir Haritası"...


Anne ve baba, Deniz arabasında "yeşş" bir uykuda iken, şehrin en eski kafesi "Ruszwurm"da idiler. "Ruszwurm Cake" , "Hot Chocolate" ve "Hot Wine" idi tercihleri...






Sonrasında Deniz uyurken Buda tarafını olabildiğince dolaşıp, uyandığında Deniz'in merdiven tutkusu sebebiyle, yeniden aşağı inmek için tercihleri teleferik yerine yine Fisherman's Bastion (Balıkçılar Burcu) olacaktı...Anne ve Deniz merdivenlerin ikiye ayrıldığı yerlerde, önce birinden ine çıka, sonra diğerinden ine çıka, en sonunda bir tanesinden yola devam ederek bu faslı da, arkalarından Deniz'in bebek arabasını taşımakta olan babayı azıcık kızdırdıkları için biraz olaylı, ama gönüllerince inip çıkarak fotoğraflarını da çektirdikleri için bayağı eğlenceli bir şekilde atlatacaklardı...



Günün sonunda otellerine erken dönüş ve Gellert kaplıcası planları vardı. Bu planlarını gerçekleştirecekler...Deniz kaplıca havuzlarının merdivenli giriş basamaklarında kendisine oyunlar yaratacak, üzerindeki t-shirt'ünü ve atletini çıkartıp, kaplıca suyunda yıkama teşebbüsünde bulunacak, hatta yıkayacaktı...Kahverengi bornozu ve onun için terlik yerine geçen bantlı ayakkabıları ile Gellert kaplıcalarında o gün kendisini tanıtacaktı...Akşam yemeğinde ise Restaurant Apostolok'ta olacaklardı...

29 Ekim 2015 Perşembe

Deniz Budapeşte'de - 1.Gün - Peşte...

Anne, baba ve Deniz bugün sabah, İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan THY'nin saat 8.20 uçuşu ile Budapeşte'ye uçtular. Deniz uçuşları süresince uyuyordu. Budapeşte Havalimanı'na inişleri sonrasında otelleri Danubius Hotel Gellert'e ise Airport Shuttle ile ulaştılar. Türkiye henüz kış saati uygulamasına geçmemiş olduğu için uçuşları sonrasında otellerine vardıklarında saat Budapeşte için oldukça erkendi. Daha 9:00'du. Bu yüzden daha otellerine giriş yapmadan, eşyalarını bırakarak, Great Market Hall'a geçtiler.



Great Market Hall'a geçmeye niyetlendiklerinde, saat farkı sebebiyle Deniz artık etini istemeye başlamıştı bile.

Dolayısıyla Great Market Hall'da girişin bir üst katı, birinci katı idi, street foods'un bulunduğu, öncelikle takılacakları mekanları. Denizin etini yiyecek olması vesilesiyle ise anne "Lahana Sarma", baba ise "Jambonlu Sandvic" yiyecekti. Deniz için ise et, peynir, zeytin birlikteliği ile hem sabah kahvaltısı hem de öğlen yemeği gibi olacaktı.

Sonrasında baba kendine Budapeşte t-shirtü aldıktan, Deniz ise kendisine ahşap iç içe geçen bir oyuncak beğenerek aldıktan sonra artık şehri gezme vakitleri gelmişti ki...

Anne'nin seyahatleri için yanına aldığı notların kaybolmuş olması şokunu yaşadılar!!!

O kadar kalabalıkta gezdikleri heryere yeniden baktılar sayılırdı.

Hatta Deniz de "Şu yürüyen merdivende de düşmüş olabilir"
                         "Bu merdivende de düşmüş olabilir" diyerek bir yandan arama çalışmalarına yardımcı oluyor...

Baba onlardan bir kaç dakika ayrılıp, bakmak için bir tarafa doğru gittiğinde " Bulur baba şimdi"
                "Olsun yeniden alırsın"
                "Olsun bilgisayarda varmış, kaybolmamış" diyerek anneye moral veriyordu.

Tüm aramalarına rağmen, annenin notlarını bulamadılar...
Hayırlısı olsundu...

Great Market Hall'dan çıktılar...
Deniz uyudu...


Anne ve baba, Deniz arabasında "yeşş" bir uykudayken St.Stephan Kilisesi'ni (Szent Istvan Bazilika), Parlemento Binası'nı (Orszaghaz), Andrassy Caddesi'ni (Andrassy Ut.) içeren bir güzergahta gezdiler.

Deniz uyandığında anne ve baba Andrassy Caddesi girişindeki büfeden "Kürtoskalacs" alıyorlardı.



Sonrasında yine Andrassy Caddesi üzerindeki Aleksandre Cafe'de (Book Cafe'de) idiler....



Sonrasında Heroes Square'de idiler...


Ve Josef Atilla U. ile Oktober 6 U.'nun kesiştiği yerde bulunan "Sziget Eye"da idiler. Anne ve baba Deniz ile binme konusunda, Deniz korkabilir diye azıcık tereddüt etmiş olsalar da, Deniz binme konusunda oldukça cesaretli ve istekli olunca, hep birlikte bindiler. Çatıların üzerinden Budapeşte'nin gece ışıklandırmalarını, ışıklandırılmış danube nehrini kuşbakışı izlediler.



Akşam yemeğinde ise Strudel House'da idiler. Deniz iki çeşit strudel seçti... Crud (tatlı peynirli) ve Apple (elmalı)...Anne ve baba tercihlerini "Gulaş Çorba"dan yana kullanırlarken, Deniz'in "Tenderloin Steak'i" gayet güzeldi...


Günün sonunda, yemek sonrasında otellerine doğru yürürken arabasında "yeşş" bir uykuya dalan Deniz, anne ve baba tarafından anne-baba yatağının ortasına transfer edilecekti...



Budapest, Hungary...


Budapeşte, Macaristan

Budapeşte, Macaristan

20 Ekim 2015 Salı

Sanki Biraz Abartıyorsun...

Banyodan çıkan Deniz'e eşorfmanının altını giyindirmek isteyen, giyinmezse bacaklarının üşüyeceğini söyleyen Anne'ye Deniz'in yanıtı: Sanki biraz abartıyorsun. Bana sanki biraz abartıyormuşsun gibi geldi...

Hemen akabininde mutfağa, odasındaki tüm bardaklarını annenin yıkaması için bisikletinin sepetinde taşımakta olan Deniz'e, annenin bu kez kaydırmaz çoraplarını giyinmeyi önermesi, giyinmezse ayaklarının üşüyebileceğini söylemesi üzerine, Anne'ye Deniz'in yanıtı: Sanki yine biraz abartıyorsun...

 

18 Ekim 2015 Pazar

Deniz Lego Discovery Center'da...

Deniz Lego Discovery Center'da...

- Neredesiniz Legolar? Nereye saklandınız? diyerek Bayrampaşa Forum'da Lego Discovery Center'a doğru anne ve baba ile birlikte yürüyor.

Devamında Lego Discovery Center'da Lego şehirlere yakından bakacak, Lego arabalarını yarıştıracak ve Lego Duplo oyun parkında kocaman Legolardan duvar örecek, ev yapacak, bir kardeş ile birlikte evin içine oturduklarında evin duvarları yıkılacak...Yine Lego Duplo oyun parkında Duplo İnek'in ve Duplo Köpek'in üzerine çıkacak...Günü araba modelleyebileceği bir Lego Duplo oyuncağını da Lego Shop'tan aldıktan sonra dönüş yolunda arabasında derin bir uykuya dalarak kapatacak...







Denizce "Tombala"

Deniz "Tombala" oynuyor...

Meraklı Minik dergisinin ekim sayısından çıkan tombala kartları... "Tombala"nın üzerinde peynirli makarna, brokolili makarna, domates soslu makarna ve kıymalı makarna yapmak için gerekli malzemelerin resimleri var. Keseden çekilen kartlarda da bu malzemelerin resimleri...

Su, tuz ve makarna, dört tombala kartının da üzerinde yer alan ortak malzemeler... Bu yüzden bu kartlar çıktığında aslında dört kartın üzerindeki alanların aynı anda kapatılması gerekli...Devamında ise keseden çıkan malzeme hangi kartın üzerindeki malzeme ise o kartın üzerinde bir alanın daha kapatılması gerekli...

Denizce "Tombala" ise bu şekilde oynanmıyor...
Önce bir kart seçiliyor.
Onun üzerindeki resimler sırası ile kapatılıyor.
Sonra diğer kart seçiliyor.
Onun üzerindeki resimler sırası ile kapatılıyor.
Yeşil, turuncu, mavi ve pembe kartlar sıraya dizilmiş durumda...
Önce yeşil...
Sonra turuncu...
Sonra mavi...
En son pembe kartın üzerindeki malzemeler kapatılacak...



17 Ekim 2015 Cumartesi

Arabalar Dışarıda Islanırlarsa Bozulurlar...

Bir cumartesi günü...

Deniz'in üstü kapalı otoparkı. Ama tüm arabalar bu otoparka sığamıyorlar. Hepsi sığsa hippi bus dışarıda kalıyor.
Anne ve baba açıklıyorlar Deniz'e aslında
"Gerçek hayatta da öyledir aslında Deniz. Kapalı otoparklar sonunda dolar. Görevliler otopark dolduğunda yeni gelen arabaları başka otoparklara yönlendirirler. Üzgünüüüzzz, otoparkımız doldu. Dışarıya park edebilirsiniz derler."

Ama Deniz'in sinirleri oldukça bozulmuş durumda.
Önündeki tüm arabaların kapalı otoparkına sığmasını istiyor.
Kaç farklı kombinasyon deniyor.
Yine olmuyor, yine olmuyor.
Bazı arabalar dışarıda kalıyor.
Yine olmuyor.

"Anne'nin ara kat yapabiliriz. Bu durumda görevliler "Birinci kat doldu ama ikinci katta yerimiz var" derler." önerisi de işe yaramıyor.

Deniz: "Yağmur yağacak. Dışarıda kalan arabalar ıslanırlar. Bozulurlar." diyerek sinir krizinin eşiğine yaklaşmak üzere...

Anne ve baba'nın "yağmur yağdığında dışarıdaki arabalara bir bakalım, o arabalar bozulmuyor ki yağmurda. Sahipleri gelip o arabaları kapalı bir yere götürmek üzere çalıştırmıyor" şeklindeki açıklamaları da işe yaramıyor.

Deniz: "Yağmur yağacak. Dışarıda kalan arabalar ıslanırlar. Bozulurlar." diyerek sinir krizinin eşiğinde...

Bizim Deniz...



11 Ekim 2015 Pazar

Deniz Torino'da - 2.Gün - Sinema Müzesi ve Dönüş

Torino'da ikinci günlerinde Anne, Baba ve Deniz Torino Cinema Museum'un önündeler...Anne ve Baba fotograf çekerken Deniz de Tak Tuk'ta...Arabasını kaldırımdan "Tak" aşağı indirme, "Tuk" yukarı çıkarma mücadelesinde...



Sonrasında Via Po boyunca yürüyerek Po Nehri'nin kıyısına ulaşacaklar. Piazza Vittorio Veneto'da (Vittorio Veneto Meydanında) Bicerin (Torino'ya özgü çikolatalı kahve) molası verecekler...Deniz tesadüfen denk geldikleri Mustang buluşmasına katılacak...






Sonrasında arabasında uykuya dalan Deniz, Torino'ya uykuda "Güle Güle" diyecek...Anne ve Baba kendileri dilim pizza atıştırdıktan sonra Deniz'e ise et yaptırarak İstanbul'a dönüş için havalimanına geçecekler...