Anne, baba ve Deniz bugün sabah, İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan THY'nin saat 8.20 uçuşu ile Budapeşte'ye uçtular. Deniz uçuşları süresince uyuyordu. Budapeşte Havalimanı'na inişleri sonrasında otelleri
Danubius Hotel Gellert'e ise Airport Shuttle ile ulaştılar. Türkiye henüz kış saati uygulamasına geçmemiş olduğu için uçuşları sonrasında otellerine vardıklarında saat Budapeşte için oldukça erkendi. Daha 9:00'du. Bu yüzden daha otellerine giriş yapmadan, eşyalarını bırakarak, Great Market Hall'a geçtiler.
Great Market Hall'a geçmeye niyetlendiklerinde, saat farkı sebebiyle Deniz artık etini istemeye başlamıştı bile.
Dolayısıyla Great Market Hall'da girişin bir üst katı, birinci katı idi, street foods'un bulunduğu, öncelikle takılacakları mekanları. Denizin etini yiyecek olması vesilesiyle ise anne "Lahana Sarma", baba ise "Jambonlu Sandvic" yiyecekti. Deniz için ise et, peynir, zeytin birlikteliği ile hem sabah kahvaltısı hem de öğlen yemeği gibi olacaktı.
Sonrasında baba kendine Budapeşte t-shirtü aldıktan, Deniz ise kendisine ahşap iç içe geçen bir oyuncak beğenerek aldıktan sonra artık şehri gezme vakitleri gelmişti ki...
Anne'nin seyahatleri için yanına aldığı notların kaybolmuş olması şokunu yaşadılar!!!
O kadar kalabalıkta gezdikleri heryere yeniden baktılar sayılırdı.
Hatta Deniz de "Şu yürüyen merdivende de düşmüş olabilir"
"Bu merdivende de düşmüş olabilir" diyerek bir yandan arama çalışmalarına yardımcı oluyor...
Baba onlardan bir kaç dakika ayrılıp, bakmak için bir tarafa doğru gittiğinde " Bulur baba şimdi"
"Olsun yeniden alırsın"
"Olsun bilgisayarda varmış, kaybolmamış" diyerek anneye moral veriyordu.
Tüm aramalarına rağmen, annenin notlarını bulamadılar...
Hayırlısı olsundu...
Great Market Hall'dan çıktılar...
Deniz uyudu...
Anne ve baba, Deniz arabasında "yeşş" bir uykudayken St.Stephan Kilisesi'ni (Szent Istvan Bazilika), Parlemento Binası'nı (Orszaghaz), Andrassy Caddesi'ni (Andrassy Ut.) içeren bir güzergahta gezdiler.
Deniz uyandığında anne ve baba Andrassy Caddesi girişindeki büfeden "
Kürtoskalacs" alıyorlardı.
Sonrasında yine Andrassy Caddesi üzerindeki Aleksandre Cafe'de (
Book Cafe'de) idiler....
Sonrasında
Heroes Square'de idiler...
Ve Josef Atilla U. ile Oktober 6 U.'nun kesiştiği yerde bulunan "
Sziget Eye"da idiler. Anne ve baba Deniz ile binme konusunda, Deniz korkabilir diye azıcık tereddüt etmiş olsalar da, Deniz binme konusunda oldukça cesaretli ve istekli olunca, hep birlikte bindiler. Çatıların üzerinden Budapeşte'nin gece ışıklandırmalarını, ışıklandırılmış danube nehrini kuşbakışı izlediler.
Akşam yemeğinde ise
Strudel House'da idiler. Deniz iki çeşit strudel seçti... Crud (tatlı peynirli) ve Apple (elmalı)...Anne ve baba tercihlerini "Gulaş Çorba"dan yana kullanırlarken, Deniz'in "Tenderloin Steak'i" gayet güzeldi...
Günün sonunda, yemek sonrasında otellerine doğru yürürken arabasında "yeşş" bir uykuya dalan Deniz, anne ve baba tarafından anne-baba yatağının ortasına transfer edilecekti...