Anne ve Deniz'in bugünkü programlarında ise önce Bauhaus'u gezmek, Anne'nin zımpara alması ve Deniz'in bir gün önceki etkinlikten öğrendiği silikon tabancası kullanım detayları kapsamında Anne'nin ilk fırsatta alacağı silikon tabancasına karar vermesinin ardından Deniz'e tatil için sandalet bakmak vardı...
İlk etapta bir spor mağazasında modellere baktılar, Deniz tabanını tırtıklı bularak beğenmedi...
Sonrasında Anne'nin internet araştırmasının ardından, Carrefour'un çıkış kapısının önünde yer alan, her zaman gördükleri ve hiç uğramadıkları Flo Mağazası'na uğramaya karar verdiler...
Ve günün geri kalanını Flo'da nasıl geçirdiler...
Deniz sandaletini 29 numara hemen beğendi. Tam aradıkları gibiydi...
Bu sırada spor ayakkabılar da çok ilgilerini çekti. Deniz bir tanesini ışıklı olması sebebiyle çok beğendi. Hem de fırsat bölümündeydi.
Bu sırada Deniz'in mevcut NB ayakkabıları öyle küçük gelmeye başladı ki, kasaya kadar gidemeyecek durumdaydı Deniz...
Anne kendisine de ayakkabı bakmak istedi ancak Deniz idare edemiyordu.
Kasadan Deniz'in ayakkabılarını geçirdiler. Deniz yeni ayakkabısını giyindi. Anne kendine bakmaya başladı.
Bu sırada Deniz ayakkabının 29 numara olmasına karşın küçük geldiğine karar verdi.
Anne madem öyle ayağını rahat ettirecek bir ayakkabı bulalım dedi ve yeniden çocuk reyonuna yöneldiler..
Beğendikleri ayakkabının 30'u yoktu. Zaten bugün fırsat reyonuna az numara kaldığı için taşınmış olabilir dedi görevli. Yeni sezonda sadece 5 model ayakkabı ışıklıydı.
Deniz bu kez 29 numara olan burnu biraz daha uzun bir model, mavi altı turuncu renkli bir ayakkabı denedi. Bu ayakkabı daha rahattı.
Anne sonrasında kendine ayakkabı bakmaya devam etti. 38 numara bir ayakkabı buldu ancak 39'unu denedi, 39'u daha iyi olmuştu.
Bu sırada Deniz ayağındaki ayakkabının bu kez de büyük geldiğine karar verdi.
Yeniden çocuk reyonuna yöneldiler.
Işıklı Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray ayakkabıları vardı. Deniz Beşiktaş ya da Galatasaray olur dedi ancak 30'u olan sadece Fenerbahçe idi...
Bu kez Beşiktaş'ın 29 numarasını giyindi. Daha iyiydi...
Tam kasaya doğru gidiyorlardı ki ilk beğendikleri ayakkabının serisinin olduğu yeri buldular...
İlk beğendikleri ayakkabının 30'u vardı.
Görevliye de gösterdiler. 30'unu bulmuşlardı.
Deniz ilk beğendiği ışıklı ayakkabının, lacivertli kırmızılı ışıklı ayakkabının 30'una kavuştu.
Anne kasaya doğru giderken üzeri simli, boncuklu, koton başka bir ayakkabı beğendi. Bu ayakkabının 38'i oluyordu.
Kasaya yeniden yöneldiler ve işlemlerini yapıp çıktılar....
Saatlerdir aynı mağazadaydılar...
Geçmiş olsundu...
Baba ise işyerinden henüz çıkamamıştı.
Yoksa kapıda kalırdı.
Baba'dan çok çok önce eve ulaştılar...Baba sürpriz bir şekilde işyerinden çıkamamış olunca....
Baba geldiğinde ise Deniz ayakkabılarını Baba'ya büyük bir heyecanla gösterecekti. Özellikle ışıklı olanlarını. Sokak kapısını açıp, dışarıya koyacak, üşenmeyecek giyinecek gösterecekti ışıklarını...
Işıklı ayakkabılar...
Çok sevmişti Deniz...
Güle güle, güzel günlerde giyinsindi...
Yarın Sicilya'ya Deniz her iki ayakkabısını da götürmeyi planlıyordu...
Anne de simli, boncuklu ayakkabısını götürecekti...
Anne ve Deniz...
Bizim Deniz...
İlk etapta bir spor mağazasında modellere baktılar, Deniz tabanını tırtıklı bularak beğenmedi...
Sonrasında Anne'nin internet araştırmasının ardından, Carrefour'un çıkış kapısının önünde yer alan, her zaman gördükleri ve hiç uğramadıkları Flo Mağazası'na uğramaya karar verdiler...
Ve günün geri kalanını Flo'da nasıl geçirdiler...
Deniz sandaletini 29 numara hemen beğendi. Tam aradıkları gibiydi...
Bu sırada spor ayakkabılar da çok ilgilerini çekti. Deniz bir tanesini ışıklı olması sebebiyle çok beğendi. Hem de fırsat bölümündeydi.
Bu sırada Deniz'in mevcut NB ayakkabıları öyle küçük gelmeye başladı ki, kasaya kadar gidemeyecek durumdaydı Deniz...
Anne kendisine de ayakkabı bakmak istedi ancak Deniz idare edemiyordu.
Kasadan Deniz'in ayakkabılarını geçirdiler. Deniz yeni ayakkabısını giyindi. Anne kendine bakmaya başladı.
Bu sırada Deniz ayakkabının 29 numara olmasına karşın küçük geldiğine karar verdi.
Anne madem öyle ayağını rahat ettirecek bir ayakkabı bulalım dedi ve yeniden çocuk reyonuna yöneldiler..
Beğendikleri ayakkabının 30'u yoktu. Zaten bugün fırsat reyonuna az numara kaldığı için taşınmış olabilir dedi görevli. Yeni sezonda sadece 5 model ayakkabı ışıklıydı.
Deniz bu kez 29 numara olan burnu biraz daha uzun bir model, mavi altı turuncu renkli bir ayakkabı denedi. Bu ayakkabı daha rahattı.
Anne sonrasında kendine ayakkabı bakmaya devam etti. 38 numara bir ayakkabı buldu ancak 39'unu denedi, 39'u daha iyi olmuştu.
Bu sırada Deniz ayağındaki ayakkabının bu kez de büyük geldiğine karar verdi.
Yeniden çocuk reyonuna yöneldiler.
Işıklı Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray ayakkabıları vardı. Deniz Beşiktaş ya da Galatasaray olur dedi ancak 30'u olan sadece Fenerbahçe idi...
Bu kez Beşiktaş'ın 29 numarasını giyindi. Daha iyiydi...
Tam kasaya doğru gidiyorlardı ki ilk beğendikleri ayakkabının serisinin olduğu yeri buldular...
İlk beğendikleri ayakkabının 30'u vardı.
Görevliye de gösterdiler. 30'unu bulmuşlardı.
Deniz ilk beğendiği ışıklı ayakkabının, lacivertli kırmızılı ışıklı ayakkabının 30'una kavuştu.
Anne kasaya doğru giderken üzeri simli, boncuklu, koton başka bir ayakkabı beğendi. Bu ayakkabının 38'i oluyordu.
Kasaya yeniden yöneldiler ve işlemlerini yapıp çıktılar....
Saatlerdir aynı mağazadaydılar...
Geçmiş olsundu...
Baba ise işyerinden henüz çıkamamıştı.
Yoksa kapıda kalırdı.
Baba'dan çok çok önce eve ulaştılar...Baba sürpriz bir şekilde işyerinden çıkamamış olunca....
Baba geldiğinde ise Deniz ayakkabılarını Baba'ya büyük bir heyecanla gösterecekti. Özellikle ışıklı olanlarını. Sokak kapısını açıp, dışarıya koyacak, üşenmeyecek giyinecek gösterecekti ışıklarını...
Işıklı ayakkabılar...
Çok sevmişti Deniz...
Güle güle, güzel günlerde giyinsindi...
Yarın Sicilya'ya Deniz her iki ayakkabısını da götürmeyi planlıyordu...
Anne de simli, boncuklu ayakkabısını götürecekti...
Anne ve Deniz...
Bizim Deniz...