Kuşadası’nda 4.Gün...

Anne, Baba ve Deniz'in Kuşadası'nda 4.günlerindeki programlarında ise Kuşadası şehir merkezi turu vardı. Babaanne ve Dede ile birlikte Kuşadası Marina'ya indiler. Marina'nın bir ucundan diğer ucuna doğru yürüyüş yaptılar. Bu sırada eğlenceli bir kahve molası verdiler. Marina'nın devamında Öküz Mehmet Paşa Külliyesi'nde sergilenen türk el sanatları sergisini gezdiler. Külliyenin bir bölümünde de Şamanizm Araştırmaları Sergisi vardı.




Türk el sanatlarından "Ebru Sanatı" Deniz'in çok ilgisini çekecek, yapılışını ilgiyle izleyecekti...


İstanbul'da Caferağa Medresesi'nden gelen ekiplerin çalışmalarını sergilediği bir etkinlikti...İstanbul'da Caferağa Medresesi de Anne, Baba ve Deniz'in katılım sağlayabileceği bir ortamdı...




Sonrasında günbatımını izleyerek geri döneceklerdi. Akşam yemeğinde menüde makarna vardı...Ama herkesin seçimi farklıydı... Baba pesto soslu makarna, Dede sadece kıymalı makarna, Babaanne ve Anne domates soslu kıymalı makarna, Deniz ise sadece domates soslu makarna istiyordu...


Anne, Baba ve Deniz...


Bizim Deniz...

Kuşadası’nda 3.Gün...

Anne ve Deniz sahile doğru ilerlerlerken...



Yine dalgalarla oyun oynayacaklar...Dalgalar Anne’yi yere düşürecek, Anne Deniz’e ve Baba’ya tutunacak...


Sonra Baba ile Deniz başbaşa kaldıklarında, Anne denizdeyken, Baba yere düşmek üzere bulunan havluyu kaldırırken Deniz kumların kendisine geldiğini iddia edecek, Baba ve Deniz arasındaki kum savurma tartışması bir süre devam ettikten sonra, sahilde akşam sporlarını da yaparak yine sohbet ede ede, arada Deniz’in sandaletlerine giren kumları temizleme molaları vererek, yanlarındaki mısırları da yiyerek, hızlı bir market ziyareti de yapıp geri dönecekler...


Anne, Baba ve Deniz...


Bizim Deniz...

Kuşadası’nda 2.Gün...

Anne, Baba ve Deniz’in programlarında bugün yakın komşulara bayram ziyareti sonrasında Söke yolunda Ağaçlı Mahallesinde Kasap Erdinç’e akşam yemeği için gitmek vardı. Dede saat 18:30 için rezervasyon yaptırmıştı...



Deniz’e Anne her ihtimale karşın yemeğini yedirdikten sonra HIZLICA hazırlanıp yola çıktılar...Hatta Deniz Dede’ye yolu Yandex’ten izleyerek tarif etti.



Kasap Erdinç tepeye konumlanmış, Kuşadası’nda sahile doğru günbatımının tüm güzelliğini de izleyebileceğiniz, fiyatları açısından da tercih edilebilecek bir et restoranıydı...



Deniz ilk aşamada özellikle ekmek ve lavaş için olmadık yere önyargılı davransa da et çeşitlerinden Beyti’yi denemeye karar verecek ve oldukça beğenecekti. Hatta Deniz için Beyti’den ilave porsiyon da sipariş vereceklerdi...



Dönüşte de Babaanne ve Dede’nin yetiştirdiği kavunlardan birisini keseceklerdi...Deniz’in tercihi ilk önce en minik olanı kesmeleri yönünde olacaktı...


Babaanne ve Dede de bahçenin kavunlarının tadına henüz hiç bakmamışlardı. Açılışı en minik kavun ile yapacaklardı...


Anne, Baba ve Deniz...


Bizim Deniz...

Kuşadası’nda 1.Gün...

Anne, Baba ve Deniz’in Atlas Jet ile 20:20’de kalkması gereken ancak 20:50’ye rötar yapan uçuşları ile, devamında Aydın’a Atlas Jet’in servisi ile geçerek ve Babaanne ile Dede’nin onları Aydın’dan alması ile gecenin bir saatinde maceralı başlayan Kuşadası tatilleri bugün sakin bir şekilde kumsal, deniz programı yapmaları ile devam edecekti...



Deniz geçtiğimiz sefer denizle barışmıştı. Bu yüzden sahile gitmek istiyordu. Sahilde yine kumdan şekiller yapacak, isterse denize adım adım girecekti...



Sahile indiklerinde denizin oldukça dalgalı olduğunu gördüler, hatta kıyı kayalık da olduğu için deniz ayakkabısız Baba suya giremedi ilk başta...Anne suya girdi ancak dalgalar ile boğuşurken yüzdü mü dayak mı yedi anlayamadı. Deniz ise adım adım suya yaklaşıp, dalgaların kıyıya vurması karşısında, dalgalara karşı durmaya çalışmayı çok eğlenceli bulacaktı...Tıpkı çok sevdiğimiz bir şarkıda değirmenlere karşı olduğu gibiydi...



Ve sen, ben...
Değirmenlere karşı...
Bile bile iki yenik savaşçı...
Akarız dereler gibi denizlere...
Belki de en güzeli böyle...


Bu bayramda böyle başlamıştı. Herkese güzel anılar biriktireceğimiz, mutlu ve huzurlu bayramlardı...


Anne, Baba ve Deniz...


Bizim Deniz...

Deniz Baba'nın İşyeri'nde...

Deniz bugün Baba'nın işyerindeydi...


Anne, Baba ve Deniz sabahleyin arabayla çıktılar... Anne, Baba ve Deniz'i Baba'nın işyerine bıraktı. Deniz bir süredir bu ziyareti planlıyordu. Metropolis ve Simcity oynayan Baba'nın arkadaşı ile görüşecekti. Akşam ise Kuşadası için İzmir'e uçacaklardı...


Bayram tatili başlasındı...


Anne, Baba ve Deniz...


Bizim Deniz...

Anne ve Deniz'in Sinema Keyfi - Christopher Robin...

Anne ve Deniz bugün sinema keyfindeydiler...Christopher Robin...


Çocukluğundaki orman arkadaşlarını bırakıp yatılı okula giden Christopher artık büyümüş ve iş hayatındadır. Ancak ailesine, özellikle kızına zaman ayıramayacak kadar meşguldür. Yoğun iş temposunun içinde mutlu olduğunu sanmaktadır ancak aslında mutlu değildir. Hayatına uzaktan bakmayı, kendisine ve ailesine zaman ayırmanın herşeyden daha kıymetli olduğunun farkına varması gerekmektedir.


Bu sırada Winnie the Pooh ile yeniden karşılaşır. İlk aşamada oldukça külfetli bulduğu bu yeniden karşılaşma, onu hayatını sorgulamaya ve mutluluğun sırrını bulmaya adım adım yönlendirecektir.


Deniz ile Anne'nin çok keyifle izledikleri sıcacık bir film Christopher Robin...


Anne ve Deniz...


Bizim Deniz...

Pera Müzesi, İstanbul Modern'de Anthony Cragg ve İstiklal Caddesi...

Anne, Baba ve Deniz bugün Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'ndeler...

Deniz'in Pera Müzesi'nde katıldığı atölye çalışmalarının sergisini gezecekler, sonrasında İstanbul Modern'in yeni yerini bulacaklar, devamında İstiklal Caddesi'nde zaman geçirip dönmeyi planlıyorlar.

Deniz'in dönüşte Carousel'e uğrama ve lego alma isteği gündeme gelmiş olsa da Anne sonraki haftanın oyuncağını da, bir sonraki hafta bayram tatilinde Kuşadası'nda olacakları için bugünden alabileceklerini söyleyince Deniz biraz ikna olacaktı.

Pera Müzesi'ndeki sergide "İstanbul'da Deniz Sefası" sergisinden ilhamla düzenlenen atölyelerde gerçekleştirilen çalışmalar, çocuklar için oldukça eğlenceli bir sergi ortamı oluşturularak ziyarete açılmıştı. Deniz'in katıldığı "Sarsılan İmge" sergisinden esinlenerek gerçekleştirilen "Şekerden Kule" atölyesinde katılımcı çocuklar tarafından yapılan çalışmalar ise eylül ayında ayrı bir video gösterisinde sergilenecekti...

İstanbul Modern'in Beyoğlu'ndaki geçici yerindeki ilk geçici sergide ise günümüz heykel sanatının en özgün ve yenilikçi isimlerinden Antony Cragg eserleri yer alıyordu. "İnsan Doğası"...

Sergi sonrasında Canım Cigerim'de oturacaklar ve İstiklal Caddesinde biraz daha dolaşıp eve döneceklerdi...Çok keyifli bir yaz günüydü...

Anne, Baba ve Deniz...

Bizim Deniz...

Deniz'in Spor Okulu'nda Kapanış Gösterisi - Madalya Töreni

Bugün Deniz'in spor okulunun kapanış etkinliği vardı. Madalya töreni yapıldı. Deniz'in artık onun için çok kıymetli bir madalyası var...


Törene bu kez Anne işyerinden gelemedi. Anneanne ve Dede izleyici olarak katıldılar.


Basketbol, Jimnastik ve Modern Dans derslerinden kısa kareografileri vardı. Anneanne ve Dede büyük bir ilgiyle töreni izlemiş, Deniz'in heyecanına ve madalya gururuna ortak olmuşlardı...


Daha nice başarılarınaydı...


Bizim Deniz...