25 Ağustos 2014 Pazartesi

Beyaz Şehir Belgrad ve Novi Sad I


Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ın kelime anlamı "Beyaz Şehir". Biz, ek olarak bir de kış mevsiminde, şubat ayında,  gerçekleştirmiştik Sırbistan seyahatimizi. Şehrin adı ile gayet uyumlu bir şekilde, her yer karlar ile kaplıydı. Valizlerimizi kaldırımlarda sürüklerken, insanların geçebilmesi için kürekle açılmış güzergahları takip ediyor, gezdiğimiz bazı yerlerde yarı dizimize kadar karlara batıyorduk.

Mevsim nedeniyle biraz zorlayıcı olmuş olsa da, Belgrad ve Novi Sad, gezmekten çok keyif aldığımız şehirlerden oldular.

Sava ve Tuna nehirlerinin kesişim noktasında yer alan Belgrad'da Kalemegdan'dan her iki nehrin birbirine karıştığını görebilirsiniz. Novi Sad'da ise eğer kışın gitmiş iseniz, donmuş, kütle kütle buz tutmuş Tuna nehrini görüyorsunuz.

Belgrad'da konakladığımız yer hemen merkez tren istasyonun karşısında "Belgrade City Hotel"di. Otelden yürüyüş mesafesinde şehrin gezilecek her yerine ulaşabiliyorduk.

Belgrad'da gezilecek yerler deyince:

- Kalemegdan Parkı, Belgrad Kalesi ve Victor Heykeli: Kalemegdan Parkı Belgrad Kalesi'nin de içinde yer aldığı, şehir halkının serbestçe zaman geçirdiği büyük bir ormanlık alan diyebiliriz. Belgrad Kalesi'nin içinde ise Askeri Müze, anıtlar, tarihi yapılar, kiliseler, kuleler ve çeşitli eski yapıların kalıntıları yer alıyor ve Belgrad'ın sembolü olarak kabul ediliyor. Belgrad'ın bir diğer sembolü Victor Heykeli (Pobednik) ise Kalemegdan Parkında Tuna ve Sava nehirlerinin birbirine karıştığı manzarayı seyredebileceğiniz seyir terasında yer alıyor. Heykel Sırbistan'ın Balkan Savaşlarında ve 1. Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na karşı kazandığı zaferin simgesi olarak 1928 yılında yapılmış. Heykel, sol elinde ufukta görünebilecek yeni tehditleri görebilmesi için bir şahin, sağ elinde ise bu tehditler ile savaşabilmek için bir savaş kılıcı tutarak Sava ve Tuna nehirlerinin üzerinden Panoniyen ovasına, uzaklardaki Fruska Gora dağına, yani Avusturya-Macaristan İmparatorluğu topraklarına doğru bakmaktadır.






 

 
- St.Sava Kilisesi: Ortodoks Kiliselerinin arasında büyüklük anlamında birinci sırada yer alan St.Sava Kilisesi, Sırp Ortodoks Kilisesi'nin kurucusu Aziz Sava'ya ithaf edilmiştir.



- Meclis Binası (House of National Assembly): Nikola Pasic Meydanında yer alan Meclis Binası önünden geçerken mutlaka dikkatinizi çekecektir, geniş bir bahçesi bulunuyor. Zamanında Yugoslavya Parlemento'suna, sonrasında da Sırbistan Karadağ Parlementosuna ev sahipliği yapmış bir mimari yapı.


- Nicola Tesla Müzesi: Sırp-Amerikalı fizikçi ve elektromucit Nicola Tesla "Elektriğin kablosuz taşınabilmesi" başta olmak üzere günümüzde kullanılan/kullanılmayan çok sayıda buluşa sahiptir. Müzede Nicola Tesla'nın çalışmalarına ilişkin orjinal belgeler ve kişisel eşyaları sergilenmektedir. Müzeyi gezme fırsatımız olmamıştı ancak yanı başında bulunan Nicola Tesla heykelinin yanında hatıra fotoğrafı çektirmeyi atlamamıştık.


- Knez Mihailova Caddesi: Belgrad'ın Kalemegdan'a yakın tarafında trafiğe kapalı alışveriş bölgesidir.
 
- Skadarlija : Karşılıklı çok sayıda klasik restoranın yer aldığı oldukça kısa bir sokak aslında burası. Ancak Paris için Montmartre'nin anlamı nedir ise, Belgrad için de Skadarlija'nın anlamı aynı oluyor. Şairlerin ve edebiyatçıların sıklıkla gittiği, buluşmalar gerçekleştirdiği mekanlara ev sahipliği yapan bohem bir sokak burası. Skadarlija'da yer alan restoranlardan bazıları Tri Sesira (Three Hats/Üç Şapka), Dva Jelena (Two Deer/İki Geyik) ve Dva Bela Goluba (Two White Doves/İki Beyaz Güvercin).

Biz Dva Jelena'yı tercih etmiştik akşam yemeği için. Şehriyeli Sebze Çorbası, Feta Peynirli Çoban Salata ve "Avcı Tabağı" benzeri bir adı olan karışık et yemeği siparişi vermiştik. Kocaman seramik bir tencere içerisinde karışık ızgara etler, üzerinde peynir eritilmiş ve yanında fırında pişirilmiş patatesler ile birlikte gelmişti. İki kişinin ancak bitirebileceği bir yemekti ve hatta öncesinde afiyetle bitirmiş olduğumuz çorbalarımız da olunca iki kişi bitirememiştik. Ancak yediğimiz en lezzetli et yemeklerinden birisiydi diyebiliriz. Hani çok doymuş olduğumuz için artık bir lokma daha fazla yiyemediğimiz ancak sonradan aklımıza gelince tamamını bitiremememiş olduğumuz için üzüldüğümüz yemekler vardır ya, aynen öyledir Dva Jelena'nın Avcı Tabağı'nın bizdeki hatırası.




- Pekara'larda Burek: Belgrad'da gezerken, üzerinde "nekapa" yazan yerler bildiğimiz fırın oluyor. "Pekara" şeklinde oluyor okunuşu. Peynirli ya da kıymalı kol böreği tarzındaki börekleri ve yanına yoğurt ("yoğurt" dediğinizde, bizdeki ayrandan daha yoğun kıvamlı bir içecek anlamına geliyor) hem sağlıklı hem doyurucu, gezerken acıktığınızda atıştırmalık olarak güzel bir seçenek. Biz gezerken karşımıza çıkan "Pekara Trpkovic"de kısa bir mola vermiştik. Peynirli Burek ve Yoğurt'tu bizim de tercihimiz.




 

- Ada Cihanlija: Kış mevsimi olması nedeniyle Ada Cihanlija'ya gitmedik biz, ancak Belgrad'a çok yakın Sava nehrinin üzerinde bir ada olan Ada Cihanlija'nın özellikle yaz aylarında şehrin sayfiye mekanı olduğunu söyleyebiliriz.

- Skadarlija dışında yemek için önerebileceğimiz bir diğer restoran da "?" adlı restoran. Şehrin Kalemegdan tarafında (6 Kralja Petra) adresinde yer alıyor. Burada "Cevapcici" idi tercihimiz. Yemeğin üstüne çay söylerseniz de, ne kadar "normal tea", "normal tea" diyerek siyah çay istediğinizi anlatmaya çalışsanız da nafile, gelen çay "Kuşburnu Çayı" oluyor, sadece burası için değil Sırbistan'ın geneli için aklınızda bulunsun.

 
 
 

 
 








 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder