Deniz son anda, Babaanne'nin rahatsızlığı sebebiyle Denizli'de...Babaaanne ile Dede'nin evinde...
Havalimanına gitmek üzere evden çıkma aşamasında Anne Deniz'i sabah saat 04.00 civarında uykusundan uyandırmak zorunda kaldı. Tam kapıdan çıkacaklarken ise farkettiler ki Deniz salonda karanlıkta birşey bulmaya çalışıyor...Anne Deniz'e ne aradığını sorduğunda ise Deniz "mavu saat" dedi. Evet Deniz'in evde seyahatleri sırasında THY'nin çocuklar için hediyelerinden iki tane kırmızı saati, bir tane de mavi saati vardı. Deniz mavi saatin de iki tane olmasını istiyordu. Mavi saatin eşi yoktu. Kaç gündür aklındaydı, uçağa bindiğinde mavi saatin "Eşşş"ini isteyeceklerdi. Bu yüzden mavi saati yanına almayı unutmamalıydı. Bu yüzden tam kapıdan çıkmaları aşamasında salonda, karanlıkta "mavu saat"i arıyordu.
Anne ile birlikte buldular "mavu saati". Deniz elinden hiç bırakmadı uçağa bininceye kadar "mavu saat"i. Uçağa bindiklerinde hostes teyzeye sordular, dediler ki "hani sizin uçuş sırasında çocuklar için hediye oyuncaklarınız var ya, onlardan istiyoruz, onların içinde saat de oluyor, o saatin mavi olanını istiyoruz. Kırmızı saat değil, mavi saatten istiyoruz"
Hostes teyze'nin yanıtı ise üzülerek, yurtiçi uçuşlarda o hediye paketlerinin bulunmadığı, yurtdışı uçuşlarda o hediye paketlerinin bulunduğu şeklinde olmuştu. Deniz'in hoşuna gitsin diye dergi getirebileceğini, ancak Deniz'in istediği mavi saatli hediye paketlerinin uçakta bulunmadığını söylemişti...
Tabii son anda yurtdışı Stockholm uçuşlarından, Denizli uçuşuna dönüşen seyahatlerinin Deniz'i bu şekilde hayal kırıklığına uğratan bir sonucunun olması Anne ve Baba'yı da üzmesine karşın, yapacak birşey yoktu...Hayırlısı olsundu. Anne ve Baba Deniz'e "uçakta mavu saat'li paketlerden yooookmuş, sen saatini yanında bulundur ama yine, dönüşte yine sorarız, olmazsa bir sonraki başka yere uçuşumuzda yine sorarız, eninde sonunda bu saatin eşini buluruz" şeklinde bu durumu açıklamış olsalar da, Deniz birden elinde o dakikaya kadar sımsıkı tuttuğu "mavu saat"i, birden yere bırakmıştı...Madem "mavu saat"in eşi uçakta yoktu, o zaman onu da elinde sımsıkı tutmasının anlamı yoktu...Yere düşen "mavu saat" Deniz'in hayal kırıklığına uğradığının bir göstergesiydi. Ama yapacak birşey yoktu. Anne saati aldı yerden, montunun cebine koydu. "O zaman bir sonraki uçuşta, yine hostes teyzeye soruncaya kadar "mavu saat" annenin cebinde kalsın, burada kaybolmaz kesinlikle, bir de hep yanımızda olur" dedi. Ve Deniz daha fazla üzülmesin diye konuyu dağıttı...Konu dağıldı. Deniz başka konulara daldı. Uçaktaki koltuğunu keşfetmeye başladı. Hayırlısıyla bir sonraki yurtdışı uçuşlarında konu Anne'nin aklında olacak...
Havalimanına gitmek üzere evden çıkma aşamasında Anne Deniz'i sabah saat 04.00 civarında uykusundan uyandırmak zorunda kaldı. Tam kapıdan çıkacaklarken ise farkettiler ki Deniz salonda karanlıkta birşey bulmaya çalışıyor...Anne Deniz'e ne aradığını sorduğunda ise Deniz "mavu saat" dedi. Evet Deniz'in evde seyahatleri sırasında THY'nin çocuklar için hediyelerinden iki tane kırmızı saati, bir tane de mavi saati vardı. Deniz mavi saatin de iki tane olmasını istiyordu. Mavi saatin eşi yoktu. Kaç gündür aklındaydı, uçağa bindiğinde mavi saatin "Eşşş"ini isteyeceklerdi. Bu yüzden mavi saati yanına almayı unutmamalıydı. Bu yüzden tam kapıdan çıkmaları aşamasında salonda, karanlıkta "mavu saat"i arıyordu.
Anne ile birlikte buldular "mavu saati". Deniz elinden hiç bırakmadı uçağa bininceye kadar "mavu saat"i. Uçağa bindiklerinde hostes teyzeye sordular, dediler ki "hani sizin uçuş sırasında çocuklar için hediye oyuncaklarınız var ya, onlardan istiyoruz, onların içinde saat de oluyor, o saatin mavi olanını istiyoruz. Kırmızı saat değil, mavi saatten istiyoruz"
Hostes teyze'nin yanıtı ise üzülerek, yurtiçi uçuşlarda o hediye paketlerinin bulunmadığı, yurtdışı uçuşlarda o hediye paketlerinin bulunduğu şeklinde olmuştu. Deniz'in hoşuna gitsin diye dergi getirebileceğini, ancak Deniz'in istediği mavi saatli hediye paketlerinin uçakta bulunmadığını söylemişti...
Tabii son anda yurtdışı Stockholm uçuşlarından, Denizli uçuşuna dönüşen seyahatlerinin Deniz'i bu şekilde hayal kırıklığına uğratan bir sonucunun olması Anne ve Baba'yı da üzmesine karşın, yapacak birşey yoktu...Hayırlısı olsundu. Anne ve Baba Deniz'e "uçakta mavu saat'li paketlerden yooookmuş, sen saatini yanında bulundur ama yine, dönüşte yine sorarız, olmazsa bir sonraki başka yere uçuşumuzda yine sorarız, eninde sonunda bu saatin eşini buluruz" şeklinde bu durumu açıklamış olsalar da, Deniz birden elinde o dakikaya kadar sımsıkı tuttuğu "mavu saat"i, birden yere bırakmıştı...Madem "mavu saat"in eşi uçakta yoktu, o zaman onu da elinde sımsıkı tutmasının anlamı yoktu...Yere düşen "mavu saat" Deniz'in hayal kırıklığına uğradığının bir göstergesiydi. Ama yapacak birşey yoktu. Anne saati aldı yerden, montunun cebine koydu. "O zaman bir sonraki uçuşta, yine hostes teyzeye soruncaya kadar "mavu saat" annenin cebinde kalsın, burada kaybolmaz kesinlikle, bir de hep yanımızda olur" dedi. Ve Deniz daha fazla üzülmesin diye konuyu dağıttı...Konu dağıldı. Deniz başka konulara daldı. Uçaktaki koltuğunu keşfetmeye başladı. Hayırlısıyla bir sonraki yurtdışı uçuşlarında konu Anne'nin aklında olacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder