Akşam yemeği sonrasında Deniz mutfak tezgahında bir şey arıyordu...
Baktı, baktı...
Bir buzdolabı poşetinin içinde bir süredir tüketemedikleri tuzlu kurabiye parçaları vardı...
Onları yemek istediğini söyledi...
Anne şaşırdı. O kurabiyeler bir süredir rafın üzerinde duruyorlardı ancak Deniz hiç onları yemek istememişti. Kalan son parçaları yemek istemesi ilginçti.
Ama Deniz onları yemek istiyordu.
Anne'nin kucağına oturdu.
Tüm kurabiye parçalarını yedi.
Hatta torbada en sonunda kalan susam kırıntılarını da bir kaşık yardımı ile yemek istediğini söyledi.
Anne şaşkındı.
Kalan susam kırıntılarını da, "çok güzelmiş", "boğazıma kaçmıyormuş", "öksürtmedi beni" diyerek afiyetle yedi..
Sonra...
"Başka kurabiye..." deyince Anne Deniz'in biraz daha yemek istemesi üzerine "Ama bu kurabiyelerin en sonu bu idi Deniz, bitti bu kurabiyeler, sonra yine alırız tamam mı" dedi.
Deniz "Bu kurabiyelerden başka var" dedi...
Anne "Gerçekten bitti ama, başka yok bu kurabiyelerden, yarın unutmayalım yine alalım." dedi.
Bittiğini Anne'den duyunca...
Deniz durdu öylece...
Yüz ifadesi bozuldu birden...
Ağlamak ile ağlamamak arasında gitti geldi...
Bir hayal kırıklığı yaşamış olduğu belliydi...
Anne Deniz'in yaşadığı hayal kırıklığının nedenini, kurabiyelerin günlerdir orada duruyor olması ve Deniz'in daha önce hiç yememiş olması sebebiyle anlamakta zorlanıyor olsa da...Deniz belki kendisi de dolaba vs. bir kaç yere bakar ve bittiğini görürse, ağlama hiç başlamadan bu konuyu atlatabilirler diye...Baba'dan buzdolabını açmasını ve Deniz ile birlikte dolapta kurabiye var mıymış, yok muymuş bir bakmalarını rica etti. Belki Deniz istediği her ne ise dolapta bulabilirdi...Bir baksındı.
Baba ile Deniz buzdolabına baktılar...
Deniz'in buzdolabından istediği birşey yoktu...
O sırada annenin aklına, bisküvi vb. kuru yiyecekleri koydukları raf geldi...
Bir de o rafa bakmalarını, varsa o rafta olacağını, yoksa da başka olabilecek bir yer kalmadığını söyleyerek, Baba ile Deniz'in bahsettiği rafa da bakmalarını rica etti.
Deniz ile Baba Anne'nin bahsettiği rafa bakmaya niyetlendiler.
Rafların kapağını açtılar.
Anne de oturduğu yerden kafasını döndürmüş merakla bakıyordu...
Ki...
Aklına raftaki kandil simitleri geldi...
Deniz kandil simitlerinden istiyordu...
"Deniz sen kurabiye diyerek kandil simidi mi istiyorduuuuun" dedi...
Deniz "Evet... demiştim başka var diye" dedi...
Deniz kandil simitlerinin susamsız olanları ile tuzlu kurabiyeleri birbirine karıştırmış...Tuzlu kurabiyeyi aslında kandil simidi niyetine yemişti...
Gündüz de Sevdoş ile kandil simidinden yemiş olduğu için...
"Bu kurabiyelerden başka var" demişti.
Anne evde başka kalmamış olduğunu söyleyince de...
Gündüz bir sürü olan kurabiyelerin neden bitmiş olduğunu düşünerek, gerçekten hayal kırıklığına uğramıştı.
Ama Deniz'in dediği gibi...Evde bu kurabiyelerden başka vardı. Hem de birsürü idi...
İki kutuyu Baba getirmişti.
Bir kutuyu Anneanne ve Dede getirmişti.
Anneanne ve Dede'nin getirdiği kandil simidi kutusunun üzerinde "Denizce" "kule" (Cami Minareleri) yoktu...
Baba'nın getirdiği kandil simitlerinin kutuları üzerinde "kule" (Cami Minareleri) vardı...
Deniz kandil simitlerinin susamsız olanlarını çooook seviyordu.
Susamlı olanlar dökülüyordu...
Susamsız olanlar dökülmüyordu...
Baktı, baktı...
Bir buzdolabı poşetinin içinde bir süredir tüketemedikleri tuzlu kurabiye parçaları vardı...
Onları yemek istediğini söyledi...
Anne şaşırdı. O kurabiyeler bir süredir rafın üzerinde duruyorlardı ancak Deniz hiç onları yemek istememişti. Kalan son parçaları yemek istemesi ilginçti.
Ama Deniz onları yemek istiyordu.
Anne'nin kucağına oturdu.
Tüm kurabiye parçalarını yedi.
Hatta torbada en sonunda kalan susam kırıntılarını da bir kaşık yardımı ile yemek istediğini söyledi.
Anne şaşkındı.
Kalan susam kırıntılarını da, "çok güzelmiş", "boğazıma kaçmıyormuş", "öksürtmedi beni" diyerek afiyetle yedi..
Sonra...
"Başka kurabiye..." deyince Anne Deniz'in biraz daha yemek istemesi üzerine "Ama bu kurabiyelerin en sonu bu idi Deniz, bitti bu kurabiyeler, sonra yine alırız tamam mı" dedi.
Deniz "Bu kurabiyelerden başka var" dedi...
Anne "Gerçekten bitti ama, başka yok bu kurabiyelerden, yarın unutmayalım yine alalım." dedi.
Bittiğini Anne'den duyunca...
Deniz durdu öylece...
Yüz ifadesi bozuldu birden...
Ağlamak ile ağlamamak arasında gitti geldi...
Bir hayal kırıklığı yaşamış olduğu belliydi...
Anne Deniz'in yaşadığı hayal kırıklığının nedenini, kurabiyelerin günlerdir orada duruyor olması ve Deniz'in daha önce hiç yememiş olması sebebiyle anlamakta zorlanıyor olsa da...Deniz belki kendisi de dolaba vs. bir kaç yere bakar ve bittiğini görürse, ağlama hiç başlamadan bu konuyu atlatabilirler diye...Baba'dan buzdolabını açmasını ve Deniz ile birlikte dolapta kurabiye var mıymış, yok muymuş bir bakmalarını rica etti. Belki Deniz istediği her ne ise dolapta bulabilirdi...Bir baksındı.
Baba ile Deniz buzdolabına baktılar...
Deniz'in buzdolabından istediği birşey yoktu...
O sırada annenin aklına, bisküvi vb. kuru yiyecekleri koydukları raf geldi...
Bir de o rafa bakmalarını, varsa o rafta olacağını, yoksa da başka olabilecek bir yer kalmadığını söyleyerek, Baba ile Deniz'in bahsettiği rafa da bakmalarını rica etti.
Deniz ile Baba Anne'nin bahsettiği rafa bakmaya niyetlendiler.
Rafların kapağını açtılar.
Anne de oturduğu yerden kafasını döndürmüş merakla bakıyordu...
Ki...
Aklına raftaki kandil simitleri geldi...
Deniz kandil simitlerinden istiyordu...
"Deniz sen kurabiye diyerek kandil simidi mi istiyorduuuuun" dedi...
Deniz "Evet... demiştim başka var diye" dedi...
Deniz kandil simitlerinin susamsız olanları ile tuzlu kurabiyeleri birbirine karıştırmış...Tuzlu kurabiyeyi aslında kandil simidi niyetine yemişti...
Gündüz de Sevdoş ile kandil simidinden yemiş olduğu için...
"Bu kurabiyelerden başka var" demişti.
Anne evde başka kalmamış olduğunu söyleyince de...
Gündüz bir sürü olan kurabiyelerin neden bitmiş olduğunu düşünerek, gerçekten hayal kırıklığına uğramıştı.
Ama Deniz'in dediği gibi...Evde bu kurabiyelerden başka vardı. Hem de birsürü idi...
İki kutuyu Baba getirmişti.
Bir kutuyu Anneanne ve Dede getirmişti.
Anneanne ve Dede'nin getirdiği kandil simidi kutusunun üzerinde "Denizce" "kule" (Cami Minareleri) yoktu...
Baba'nın getirdiği kandil simitlerinin kutuları üzerinde "kule" (Cami Minareleri) vardı...
Deniz kandil simitlerinin susamsız olanlarını çooook seviyordu.
Susamlı olanlar dökülüyordu...
Susamsız olanlar dökülmüyordu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder