Küba seyahatimiz, 2013 yılının Ağustos ayında Deniz ile birlikte gerçekleştirdiğimiz seyahatlerimizden birisiydi. Üçümüz birlikte 1940'lı, 1950'li, 1960'lı yıllara gidip geldik adeta. Adeta 1950'lerde, 1960'larda çekilen bir filmin içine girip çıktık.
Küba zamanın durduğu bir ülke evet. 1940-1960 model yaklaşık 50.000 adet artık klasikleşmiş araç var halen kullanımda. 1959 yılında ülkenin ekonomik sisteminin değişmesi ile Amerikan ambargosunun başladığı tarihlerden itibaren ithalat kısıtlandığı için, o tarihe kadar ithal edilmiş tüm araçlar bozulduğunda tamir edilip, yedek parçaları değiştirilerek günümüzde de kullanılıyor. Durum böyle olunca, her daim gözünüzün önünde seyreden 1950 model Plymouth, 1957 model Chevrolet, 1952 model Corvette gibi klasik arabalarla adeta zamanın içinde yolculuk yaptığınız hissine kapılıyorsunuz. (Dipnot: Bu arada Küba'da Küba Devlet Başkanı Raul Castro, yeni araç satışını 2013 yılının aralık ayında serbest bıraktı ancak fiyatlar çok yüksek olduğu için söz konusu serbestlik halen teoride kalmış gibi görünmektedir.)
Küba'da iki çeşit para birimi bulunuyor. Turistlerin kullandıkları para birimi ile yerel halkın kullandığı para birimi farklı. Yerel halkın aylık ortalama geliri ise 20$ civarında. Ancak alım gücü anlamında aylık ortalama gelir üzerinden maddi bir değerlendirme gerçekleştirildiğinde yanıltıcı olabilir çünkü ülkede geçerli komunist sistem kapsamında halkın tüm barınma, eğitim, yiyecek gereksinimleri devlet tarafından karşılanıyor. Ancak halen karne sisteminin uygulandığı Küba'da, şeker, tuz, pirinç, bulgur, süt gibi temel gıdalar, aylık paketlerle devlet tarafından dağıtılıyor ancak temizlik malzemeleri yetersiz. Bu sebeple sokakta karşılaştığınız Küba'lılar turistlerden sabun, temizlik malzemesi istiyor. Giderken yanınıza mutlaka Küba'lılara dağıtmak için çok sayıda küçük şampuan, ya da temizlik malzemesi almalısınız.
Küba, Karayiplerde bir ada ülkesi ve yılın dört mevsiminde yaklaşık 30 derece civarında bir sıcaklık ile nemli bir iklime sahip. Dolayısıyla her mevsim okyanusa girme imkanına sahip oluyorsunuz. Adanın kuzeyinden suya girerseniz "Karayip Denizi"ne, güneyinde yer alan sahil şehirlerinden suya girerseniz "Atlas Okyanusu"na girmiş oluyorsunuz.
Ülkede internet erişimi kısıtlı, cep telefonları pek çekmiyor.
Salsa'nın merkezi Küba'da gezerken "Guatanamera", "Hasta Siempre", "Chan Chan" her daim kulaklarınızda oluyor...
Ernesto Che Guevara'nın Küba'sında "müzik"le, "dans"la bizim gezdiğimiz şehirler ise;
Havana
Küba Devrim Tarihi Müzesi: Burada Küba'da devrimin tarihine ilişkin çok sayıda fotoğraf, belge ve obje yer alıyor.
Küba Devrim Tarihi Müzesi |
Capitolio Nacional: Devrime kadar Küba Kongresi olarak kullanılan bina bugün Küba Bilimler Akademisi ve Ulusal Bilim ve Teknoloji Kütüphanesi olarak kullanılıyor. Bizim bulunduğumuz tarihlerde dış cephesinde bakım çalışmaları vardı.
Capitolio Nacional |
Casa de los Arabes (Arap Evi): Endülüs mimarisi ile 1940'larda bölgeye gelen arapların toplantıları için inşa edilmiş bina ağırlıklı olarak bölgede bulunan diplomat müslümanlar tarafından ziyaret ediliyormuş. Bugün itibariyle Havana'da cami ya da mescit olarak tanımlanabilecek tek yer olarak burası belirtilebilir.
Casa de los Arabes |
Devrim Meydanı'ndan |
Rom Müzesinden Maket Rom Fabrikası |
Dünyaca ünlü Küba Kokteyli "Mojito" şeker, limon suyu ve nane yapraklarının bardakta hafifçe ezilmesi sonrasında üzerine kırılmış buz, soda ve rom ilave edilmesi ile hazırlanıyor.
Seyir Tepesi ve San Carlos Kalesi: Buraya panoramik Havana manzarası için gitmelisiniz ayrıca Havana'nın liman girişini korumak amacıyla yapılmış San Carlos Kalesi de oldukça iyi korunmuş bir kale.
Seyir Tepesinden Panoramik Havana Manzarası |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder