Deniz son günlerde, ya Anne'ye, ya Baba'ya, ya Anneanne'ye, ya Dede'ye, ya Sevdoş'a boyama yaptırıyor...Kendisi kesinlikle boyamaya teşebbüs etmiyor...Herkese o gün bir sayfa boyama ödevi veriyor ve oldu da boyama yapılmadı, konuya takılıyor, başka bir oyun oynamıyordu...
Bu sayfayı da Dede'nin boyaması sağlanmıştı...
Anne bir seferinde boyama yaparken Kayıp Balık Nemo'nun veya arkadaşlarından birisinin gözünü de boyamıştı da...Deniz oldukça bozulmuş...Anne'nin boyadığı gözü temizlemesini, boyayı silmesini istemişti...
Bu yüzden Anne çok dikkat ediyordu. Boyama yaparken "göz"leri boyamıyordu...
"Göz"ler Deniz'e göre beyaz kalmalıydı...
Ancak bazı resimler çok küçük olunca, pastel boya ile boyarken yanlışlıkla "göz"ler de boyanabiliyordu...Nitekim Anne'nin yanlışlıkla boyadığı ve sonrasında boyayı sildikleri gün de aynı şekilde olmuştu. Pastel boyanın ucu kalın, resim küçük olunca, resmin "göz"leri de boyanabiliyordu...
Bu sebeple son günlerde Anne, Deniz'in konuya takılmasını ve bozulmasını önleyecek bir oyun yaratmıştı...
Resim küçük olunca, boyarken "Aceba "göz"leri boyadan kurtarabilecek miyim?" diye kendi kendine telkinde bulunuyor, bu sırada Deniz'i de "Resim çok küçük olduğu için, "göz"ler boyanabilir yanlışlıkla, aceba "göz"leri boyadan kurtarabilecek miyiz?" diyerek olası duruma hazırlıyordu...
Bu şekilde Deniz "göz"lerin boyanmasına bozulmamaya başlamıştı...
Bu resmi de Deniz Dede'ye boyatmıştı...
Dede de Deniz'in takıldığı bu detayı bilmediği için "göz"leri de boyamıştı...
Akşam Deniz resimleri kontrol ediyordu...
Anneye: "Bak Dede bu resimde "göz"leri boyadan kurtaramamış" diyordu...
Bizim Deniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder