Riga |
Letonya'nın başkenti Riga'yı, Riga'nın eski şehrini gezerken bir masalın içine girmiş gibi hissediyor insan. Daracık, labirent gibi sokaklar, 2-3 katlı sivri çatılı her biri birbirinden sevimli binalar, amber satan dükkanlar...
Eski şehrin içinde, bu daracık labirent gibi sokakların arasında "Rozengrals", akşam yemeği için harika bir tercih oluyor.
Ancak evet bulabilirseniz...
Dışarıdan, sokaktan görünen her hangi bir ışığı, camı yoktu "Rozengrals"ın. Hemen önünde taburede oturan ve şuanda hatırlayamadığım bir işle uğraşan (belki ateş yakmışlardı, birşey közlüyorlardı) iki iri yarı, tompik, göbekli amcayı görüp "Rozengrals" dediğimizde biz de artık "Oteldeki resepsiyon görevlisi tam bu noktayı işaretlemişti, burada bir yerlerde olmalı" diye düşünüyor, "Nerede ki, aceba bulamayacak mıyız?" endişesine kapılmak üzereydik.
"Rozengrals" dediğimizde, içlerindne birisi hemen yerinden kalkıp, arkasındaki büyük tahta kapıyı açıp bizi kapıdan içeriye girmeye davet etmişti. İçeriye girip mum ışıkları ile aydınlatılmış merdivenlerden aşağıya inerken adeta zamanda yolculuk ediyormuş hissine kapılmıştık. Sanki bizi yüzlerce yıl öncesine götüren bir kapıdan geçmiştik.
Mum ışığında ahşap sandalyelere ve masalara otuyorsunuz, yemek servisleri kahverengi seramik tabaklarda, bardaklarda yapılıyor. Ortaçağ kıyafetleri giyinmiş çalışanlar yemek servislerini gerçekleştiriyor. Ortamın dekorasyonu da aynı şekilde konsepte uygun şekilde gerçekleştirilmiş. Fiyatları da ne düşük, ne yüksek; Avrupa ülkelerinin ölçeğine göre normal kabul edilebilir.
Yemekleri lezzetli ve porsiyonları büyük. Çorbalardan, salatalardan seçim yapmış. Ana yemek olarak da et yemeklerinden bir tercih yapmıştık.
Dolayısıyla Riga'da eski şehirde, Rozena Caddesi 1 numarada bulunan "Rozengrals" farklı bir deneyim olması sebebiyle gidilesi, görülesi bir yer bizce.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder